Examples of using "Trouverez" in a sentence and their turkish translations:
Sen her şeyi bulacaksın.
Onu çok güzel bulacaksın.
Bu makaleleri her yerde bulursunuz.
Bulabileceğiniz en taze balık.
İşte onu bulamayacaksın
Her iki kitabı da ilginç bulacaksın.
Restoran senin sağında olacak.
- Kitabı kütüphanede bulacaksınız.
- Kitabı kütüphanede bulacaksın.
Kiliseye git, orada İsa'yı bulacaksın.
Bu cadde boyunca gidin ve sinemayı bulacaksınız.
Sola dönün, kafeyi bulacaksınız.
Er ya da geç mutluluğu bulacağını biliyorum.
Burada hiçbir şey bulmayacaksınız.
Bir cesedin olduğu yerde, akbabalar bulacaksın.
Burada her çeşit müzik aletini bulacaksınız.
İşi kolay bulacaksın.
Bu caddede doğru git ve solda postaneye geleceksin.
Yukarı çıkıp sağa dönün, odanızı bulacaksınız.
Onu orada bulamazsınız.
Bir çözüm bulacaksın, eminim.
Doğru devam edin ve onu bulacaksınız. Mutlaka görürsün.
Restoranı sağ tarafınızda bulacaksınız.
Sanırım bunu ilginç bulacaksın.
Vücut dili Tatoeba'da çevrilmiş bulamayacağınız bir dildir.
Aradığını bulduğunu umuyorum.
O kitabı kütüphanin tarih bölümünde bulacaksın.
Bundan daha büyük köpek bulamazsın.
Sanırım bunu ilginç bulacaksın.
Tavan arasında ne bulacağını kim bilir?