Translation of "Sépare" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Sépare" in a sentence and their turkish translations:

L'océan Atlantique sépare l'Amérique de l'Europe.

Atlas Okyanusu Amerika'yı Avrupa'dan ayırır.

- Séparez-vous d'elle.
- Sépare-toi d'elle.

- Boşan ondan
- Onu boşa.

La Manche sépare la France de l'Angleterre.

Manş denizi Fransa'yı İngiltere'den ayırır.

L'océan Atlantique sépare la France des Etats-Unis.

Atlantik Okyanusu, Fransa'yı Amerika Birleşik Devletlerinden ayırır.

Le pont de non-retour sépare les deux Corées.

Dönüş yok köprüsü iki Kore'yi ayırıyor.

La mer du Japon sépare le Japon du continent asiatique.

Japonya Denizi Japonya'yı Asya Kıtası'ndan ayırır.

- Fais-en usage ou sépare-t'en.
- Utilise-le ou perds-le.

Onu kullan ya da kaybet.

C'est la partie qui le sépare des 100 pramits qui viendront après

ondan sonra gelecek olan 100 pramitten onu ayıran kısım ise bu

L'imagerie thermique révèle une stratégie remarquable. La lionne se sépare de sa troupe désordonnée.

Termal görüntüleme, şahane bir stratejiyi gözler önüne seriyor. Dişi aslan, intizamsız sürüden ayrılıyor.

En fait, les points où il se casse exactement, c'est-à-dire les points où il se sépare

aslında tam olarak kırıldığı noktalar yani birbirinden ayrıldığı noktalar

- Nous sommes arrivés à un endroit où la route se sépare en deux.
- Nous arrivâmes en un lieu où la route bifurquait.

Yolun iki şerite ayrıldığı bir yere geldik.