Examples of using "Rice" in a sentence and their turkish translations:
La Biélorussie a été qualifiée par la précédente Secrétaire d'état étasunienne, Condoleezza Rice, de « Dernière véritable dictature au cœur de l'Europe ».
Beyaz Rusya, ABD eski dışişleri bakanı Condoleezza Rice tarafından "Avrupa'nın kalbinde kalan son gerçek diktatörlük" olarak tanımlanmıştır.