Examples of using "Puissants" in a sentence and their turkish translations:
Onun güçlü kolları var.
İşte bu sebeple hikâyeler güçlüdür
ve gerçek, güçlü topluluklar kuracak bir dünya.
Biz güçlüyüz.
Sana yardım edebilecek bazı güçlü arkadaşlarım var.
işin kötü yanlarını, gerçeği dışa vurmak?
Bu akım çok, çok daha güçlü aracı kurumlar yaratıyor.
Düşük ışığa duyarlı kameralar Mumbai sokaklarında kol gezen...
ancak bu, günümüz dijital çağında zirveye ulaştı.
Onun filmleri genellikle güçlü kadın karakterleri ön plana çıkarır.
Bunun için, bu iki güçlü dev ülkenin
...yüzeydeki güçlü akıntılar tarafından dağıtılsınlar.
Bunun sebebi ise karmaşık bir dünyada, sevgi ve empati en güçlü öğretmenlerdir.
Güçlü feodal lordlar devri bittiğinde, kalelerin devri de kapanmış oldu.
Krallar kralı Ozymandias derler adıma. Eserlerime bakıp çaresizliğini gör ey güç sahibi!
geldi.Doğu Parlamento Başkanı Agila Saleh ve Ulusal Mutabakat Hükümeti İçişleri Bakanı,
Sen güçlüsün.
Emperyalizm, güçlü zümrelerin başka topluluklara hükmederek imtiyazlarını koruyup genişletmeye çalıştığı ideoloji ve pratiktir.