Examples of using "Prospère" in a sentence and their turkish translations:
Küçük ama zengin kentten geliyor.
Bu ülke hiç bu kadar zengin olmamıştı.
Başarılı bir iş dikkatli finansal yönetim üzerine inşa edilmiştir.
Louis-Gabriel Suchet, zengin bir ipek tüccarının oğlu olarak Lyon'da doğdu.