Examples of using "Plaça" in a sentence and their turkish translations:
O anestezi altına girmiştir.
Ellerini onun omuzlarına koydu.
O, peçeteyi çenesinin altına sıkıştırdı.
Doktor, hastanın göğsüne bir steteskop yerleştirdi.
Kayakları arabanın üstüne koydu.
O, kitabı rafa koydu.
O, kurşun kalemini kulağının arkasına sıkıştırdı.
Tom ekmek kızartma makinesine iki dilim ekmek koydu ve kolu aşağı itti.
Mendili cebine koydu.
Annem rafa büyük bir vazo koydu.