Examples of using "Minute" in a sentence and their turkish translations:
- Bir dakika.
- Sadece bir dakika.
Kahrolası, biraz bekle!
Bana bir dakika ver.
Sakin ol, genç adam.
Her dakika durum kötüleşiyordu.
Bana bir dakika ver.
Bir dakikada altmış saniye vardır.
Biraz içeri gel.
Bir dakikada altmış saniye vardır.
Bana bir dakika ver.
Bana bir dakika yardım eder misin?
Bir dakika düşüneyim.
Bir dakika düşünmeme izin ver.
Seninle bir dakika konuşmak istiyorum.
Bunun her dakikasından zevk aldım.
Bir dakika bekler misin?
Bana yalnızca bir dakika ver.
Bir dakikada altmış saniye vardır.
Bize bir dakika ver, tamam mı?
Bir dakika bekler misin?
Sadece bir dakikaya ihtiyacım var.
Bana bir dakikanızı ayırın.
Bize bir dakika ver.
Bir dakika. Geliyorum.
Bir dakikam var.
Bir dakika içinde gideceğim.
Bir dakikan var.
Ona bir dakika verelim.
Seninle bir dakika konuşabilir miyim?
Konuşmak için bir dakikan var mı?
Bir dakikanız var mı?
Bir dakikalığına çıkabilir miyim?
Bana bir dakika ver, ne dersin?
Sadece bir dakikaya ihtiyacım var.
Sadece bir dakika için sana ihtiyacım var.
Bir dakikalığına kendimi muaf tuttum.
Bir dakikayla uçağı kaçırdım.
- Bir dakika...
- Bir dakika bekle.
Bu sadece bir dakika sürecek.
Bir dakika içinde döneceğim.
Bana bir dakika izin verebilir misiniz?
Bir dakika susalım.
Sadece bir dakikaya ihtiyacım vardı.
Bir dakikaya ihtiyacım var.
Bana bir dakika yardım eder misin?
Bir dakika içinde aşağıda olacağım.
Bir dakika konuşabilir miyiz?
Bir dakika kalabilir misin?
Lütfen bir dakika otur.
Bir dakika içinde daha iyi olacağım.
Her dakika bir hediyedir.
Sadece bir dakika dışarı çıkıyorum.
Onun her dakikasını sevdim.
Bir dakika beni dinleyebilir misin?
Bana sadece bir dakika yardım et.
Bunun hakkında bir dakika konuşabilir miyiz?
Sadece bana bir dakika verir misin?
Seninle bir dakika görüşebilir miyim?
Bir dakika içinde seninle olacağım.
Neden bir dakika kalmıyorsun?
Dünya her dakika değişiyor.
Bir dakika bekle, lütfen.
Bir dakika ile treni kaçırdım.
Son dakikaya kadar bekledim.
Bir dakika içinde siz çocuklara katılacağım.
Bir dakikan var mı? Evet, neden?
Sana sadece bir saniye için ihtiyacım var.
Sadece bir dakikalığına uzanacağım.
Tom bir dakika içinde burada olacak.
Bize bir dakika verebilir misin?
Bana bir dakika ver, ne dersin?
Dünya enayi ile dolu.
Seninle bir dakika konuşabilir miyim?
Bir dakikanızı alabilir miyim?
Bir dakika ile treni kaçırdı.
Bir dakika önce gitti.
Sonra olansa Johnny dağıldı.
Tom her zaman burada olmalı.
Bir dakika bekle. Jimmy'yi arayacağım.
Ona bir dakika beklemesini rica ettim.
Bir dakika altmış saniyeden oluşur.
Tom bir dakika önce buradaydı.
Bir dakika bekle. Jimmy'yi arayacağım.
Sadece bir dakika içinde öğreneceğiz.
Bu konuda düşünmek için bana bir dakika ver.
Sadece bir dakika içinde seninle olacağım.
Sana bir dakika daha vereceğim.
Bana bir dakika ver lütfen.
Bir dakikada elli kelime yazabilirim.
Günün her dakikasında ağrı çekiyorum.
- Bir dakika susar mısın?
- Bir dakika çeneni kapar mısın?
Bu çalar saat, günde bir dakika ileri gidiyor.
Doktor bir dakika içinde burada olacak.
Bir saniye dakikanın altmışta biridir.
Tom'un bir dakika beklemesini istedim.
Bir dakika bekle.