Examples of using "Donnez" in a sentence and their turkish translations:
Fikrinizi söyleyin!
Onları bana verin!
Onu bana uzat.
Örnek ver!
O kitabı bana verme. Bana diğerini ver.
Bana onun ayrıntılarını verin.
Bana zaman verin.
Bize huzur ver!
Bana anahtarı ver.
Gözlüklerimi bana verin.
Bana kolunu ver.
Bana bir dakika ver.
O samosa'yı bana ver.
Onu bana ver, lütfen.
Gıda bankalarına verin. Evsiz sosyal yardım kuruluşlarına verin.
Onu bana ver.
Bana ondan sadece birazcık verin.
Bana bir örnek daha ver.
- Bana kesin bir cevap verin.
- Bana kesin bir cevap ver.
Bize yalnızca birkaç dakika verin.
Bana bir şans daha verin.
Bana biraz para ver.
Kaç yaşında olduğumu düşünüyorsun?
Bana bir bahşiş ver.
ona yardım elini uzatın
Bana yazmak için bir şey verin.
Geldiğinde bu mektubu ona verin.
Lütfen bana da biraz koyu kahve verin.
- Onları bana ver.
- Bana onları ver.
- Onları bana verin!
Onun adresini ona bildirme.
Tom'a ikici bir şans verin.
- Bana yapacak bir şey ver.
- Bana yapacak bir şey verin.
Bana üç adet somon ver.
Başka birine şans ver.
- Onu ona verin.
- Bunu ona ver.
Bana üç parça tebeşir ver.
Bana sadece bir şans daha verin.
Onu bana ver.
Kılıcı bana ver.
Bana yazmak için bir şey verin.
Bana su dolu bir bardak verin.
Çay ver.
Operasyon için onay veriyor musun?
Bana bir kağıt verin.
Örnekler verin.
Bana bir kilo şeftali ver.
Bana topu ver.
Bunu ona verme. Bana ver.
şimdi Türkiye üzerinden bir örnek verelim
Lütfen bana yiyecek bir şeyler verin.
Bana biraz daha çay verin.
Lütfen bana bir fiş ver.
Onu iyice düşünmem için bana biraz zaman ver.
Bana bir dakika ver lütfen.
Şekeri bana uzatır mısınız lütfen?
Bana sadece adını ve adresini ver.
- Lütfen bana düşünceni söyle.
- Bana fikrini söyle lütfen.
Lütfen bana biraz kahve ver.
Lütfen bana bir hamburger verin.
Bana iki dondurma verin, lütfen.
Bana bir kahve ver, lütfen.
Bana ya özgürlük verin ya da ölüm verin!
Onu doğruca bana ver.
Bana beş gün verin.
- Ona bir oyuncak verin.
- Ona bir kavırçak ver.
- Ona bir kavırçak verin.
- Eşek hoşaftan ne anlar.
- Nefesini boşa tüketme.
- Nefesini boşuna tüketme.
Bana aynısını ver lütfen.
Lütfen bana bir ağrı kesici verin.
Bana bir şans ver.
Bana silahını ver.
Bana bir bardak su ver.
Bana telefonunu ver.
Bana adresini ver.
Bana gömleğini ver.
Bana iki dakika ver.
Bana bir havlu verin.
Önce bize cevap ver.
Bana bir portakal ver.
Bana bir dakika ver.
Bana bir çekiç ver.
Bana anahtarlarını ver.
Bana bir kağıt mendil ver.
Lütfen bana vize verin.
Bana bıçağını ver.
Çabuk, onu bana ver.
Bana otuz saniye ver.
Bana şarap ver.
Bana elmasları ver.
Bana bir hafta ver.
Bana bir silah ver.