Examples of using "Sang" in a sentence and their turkish translations:
Tanrım!
Kanı kanla yıkayın.
Kanını istiyorum.
Tanrım!
Tanrım, bakın!
Onun kanı kaynıyor.
Hikaye kanımı dondurdu.
Kandan korkar mısın?
kan rengine,
Tanrım. Olamaz!
Çünkü kan kırmızı.
Ben kan öksürdüm.
Kan kokusu alıyorum.
Kan parlak kırmızıydı.
O, kana benziyor.
- O kan mı?
- Kan mı bu?
Senin kanın kırmızı.
O sadece kan.
- Hangi cehennemdeydin?
- Allah aşkına sen neredeydin?
Tanrım, bu kötü!
Soğukkanlı.
Tom kan kustu.
Oh wow, o hızlı.
Biz kan kardeşleriz.
Sadece kan.
Bu kan değil.
Çok kan kaybettim.
O gerçek kan mı?
Kahrolası, biraz bekle!
Elizabeth Alister'i soğukkanlılıkla öldürdü.
Senin ellerinde kan var.
Kan kaybından zayıf düşmüştü.
gaz, kan dolaşımları tarafından yeniden emiliyor
Soğukkanlılığını kaybetme.
O kolayca kontrolünü kaybeder.
Her yerde kan vardı.
Bu beni çok kızdırır.
Çok kan kaybettin.
Gözlerim kanlanmış.
- Zemin kanla kaplanmıştı.
- Yer kana bulandı.
Kendini kaybetme.
Az önce kan verdim.
Duvara kan sıçratılmıştı.
- Üzgünüm sinirlendim.
- Sinirlendiğim için üzgünüm.
Ben hiç kan görmüyorum.
Gözüm kararabilir.
Kanımı inceletmek istiyorum.
Kan testlerinden nefret ederim.
Kan, yarasından akıyordu.
Lanet olsun!
Kan lekesi çıkarılamaz.
- Kan sudan daha yoğundur.
- Kan sudan daha koyudur.
O, kan görünce bayıldı.
Tom biraz kan öksürdü.
Georgina kanayıncaya kadar dudaklarını ısırdı.
Bugün kan bağışlamaya gittim.
Kan, kan damarları aracılığıyla akar.
Bunu duymak beni çok sinirlendirdi.
Kılıcındaki kanı yıkayarak temizledi.
O, ellerindeki kanı yıkadı.
Kanım damarlarımda dondu.
Damarlarımda mavi kanım var.
Tom'un ayakkabıları üzerinde kan vardı.
Hasta çok kan kaybetti.
Benim kanımdan ve canımdansın.
Ben kan görmeye dayanamıyorum.
Yine, kansız bir darbe olmuştu.
Bunu tekrar görelim.
Kendini dizginlemeyi öğrenmelisin.
Hasta kanı görünce bayıldı.
Aniden, katip öfkeden kendini kaybetti.
Yerde kan vardı.
Bıçağın üzerinde kan vardı.
O kan görünce şaşırdı.
Beni görmezden gelmeye cüret etmelisin.
Bu bıçağın üzerinde kan var.
- Hey! Ayaklarını nereye koyduğuna bak, lütfen!
- Hey! Ayaklarını koyduğun yere bak, lütfen!
Öldürme olmayacığını umuyorum.
Polis katliamı önlemek istedi.
Dan'in bıçağı kanla kaplıydı.
Tom kan örneği vermeyi reddetti.
Bu vampir kan bankası için çalışır.
Balıklar soğukkanlı hayvanlardır.
Yılanlar soğukkanlı yaratıklardır.
Kanayıncaya kadar dilimi ısırdım.
Halıda kan vardı.
- Vay, amma hızlısın.
- Oo bakıyorum da hızlısın.
Kanın ellerinize ulaşmasını sağlayın.
Sistemimiz kanı tespit etmede de olağanüstü olabilir.
Kan gördüğüm zaman, kendimi kötü hissederim.