Examples of using "Lourde" in a sentence and their turkish translations:
Bu masa ağır.
Taş ağırdır.
O kutu ağır.
Bu kutu çok ağır.
Valiziniz çok ağır.
Tom ağır kapıyı itti.
Bu bavul senin için çok ağır.
O, ondan çok daha ağırdır.
Su yağdan daha ağırdır.
Bu kutu o kadar ağır değil.
Kutu büyük ve ağırdır.
Kutu taşınılmayacak kadar çok ağır.
Viskiye ağır bir vergi konuldu.
Bu taş kaldırmak için çok ağır.
Bavulun göründüğü kadar ağır mı?
Kız ağır kutuyu tek elle kaldırdı.
Bu kutu tek başıma kaldırabilmem için çok ağır.
Genç tek eliyle ağır kutuyu kaldırdı.
Sanırım onlar ithalatlara ağır bir vergi koymalılar.
Bu kutu taşıyamayacağım kadar çok ağır.
Yoğun kar yağışına rağmen geldi.
Ağır yük, kalasın ortasının bükülmesine neden oluyor.
Bu taş onun iki katı kadar çok ağır.
Bu bavul benim taşıyamayacağım kadar çok ağır.
Bu taş benim kaldıramayacağım kadar çok ağır.
Uzun süredir ilk kez Kyoto'da şiddetli kar yağdı.
Çok ağır bir bavul taşıdığı için omzu acıyor.
Bu kutu çok ağır, bu yüzden onu taşıyamıyorum.
Dişi, kendisinden yüzde 20 daha ağır olduğundan onu zapt etmek için var gücünü kullanmalıdır.
Uzay aracının ağır, çok parçalı ambarının tasarımı kaçmayı imkansız hale getirdi.
Bir taraftan ağır kayıplar verdik fakat diğer taraftan deneyimden birçok şey öğrendik.