Examples of using "Littérature" in a sentence and their turkish translations:
Fransız edebiyatını beğenir misin?
Çağdaş edebiyat okuyor.
Modern edebiyat eğitimi alıyor.
Bugünün işletme kitabı şöyle diyor:
Edebiyat bize insanlık hakkında öğretir.
O, Fransız edebiyatını asıl branş olarak almaktadır.
İngiliz edebiyatında çok bilgilidir.
Edebiyat dersim benim çok ilgimi çekiyor.
Onun ana dalı İngiliz edebiyatıdır.
O, modern edebiyatı asıl branş olarak alıyor.
Edebiyat bir milletin geleceğidir.
O bir Japon edebiyatı öğrencisidir.
Tom Fransız edebiyatına ilgi duyuyor.
Fransız edebiyatına aşinadır.
O, Nobel Edebiyat ödülünü kazandı.
O Amerikan edebiyatı okumak amacıyla Amerika'ya gitti.
Amerikan edebiyatı eğitimi görmek için Amerika'ya gitti.
Edebiyat okumak için İtalya'ya gitti.
Edebiyata senin kadar ilgi duymuyorum.
O, Kaliforniya Üniversitesinde Japon edebiyatı üzerine bir dizi konferans verdi.
Fransa'da 17.yüzyıl klasik edebiyat dönemidir.
John Oxford Üniversitesi'nde Fransız edebiyatı profesörü ve eşi Fransız.
Japon edebiyatı güzelliği ve zenginliklerine rağmen, şimdiye kadar batıda yetersiz olarak bilinmektedir.
Salman Rüşdi'nin “Şeytan Ayetleri” modern edebiyatın gerçek başyapıtıdır.
Profesör Tom Shippey, Viking tarihi ve ortaçağ edebiyatı konusunda uzmandır.
Edebiyat okumayan insanlar, Fransızcada "le passé simple" çekiminin olmadığını düşünme eğilimindedir.
Her erkeğin işi, ister edebi ya da müzik ya da bir resim ya da mimari ya da başka bir şey olsun, her zaman kendisinin bir portresidir.
Yunanlılar virgülü icat ettiler, edebiyatları için değil, oyuncuları için, onları yaklaşan uzun bir cümleye hazırlamak için derin bir nefes almaya ikna etmek; bu nedenle virgül, duraklama noktasını temsil eder.