Examples of using "Affaires" in a sentence and their turkish translations:
İş iştir.
Eşyalarınızı alın.
Eşyalarını unutma.
İşler iyi.
Ya işletmeler?
- Benim iş başarılı.
- İşim iyi gidiyor.
Eşyalarını toparla.
İş dünyası gelişiyor.
Eşyalarının hepsi burada.
- Seni ilgilendirmez.
- Kendi işine bak!
işleyişlerinden hoşnut değilseniz
Eşyalarıma dokunmayın.
Eşyalarım nerede?
İşle ilgilenelim.
Eşyamız nerede?
Burada bir işim var.
Eşyalarınızı alın.
Bu benim işim.
Bu iştir.
Kendi işine bak.
Ben eşyalarımı almak istiyorum.
- Sıkı bir pazarlığa girişiyorsun.
- Sıkı pazarlık yapıyorsun.
- İşimden uzak dur.
- İşime karışma.
- Bu seni ilgilendirmez.
- İşime burnunu sokma.
ama işten nefret ediyordum.
O iş için uzaklarda.
İş oldukça yavaştır.
Biz çok iyi iş yaparız.
Bu, iş için kötü.
Birisi eşyamı çaldı.
Tom kurnaz bir iş adamı.
O, iş için seyahate gitti.
Bir iş ortağım var.
İlgilenecek biraz işim var.
İş için buradayım.
İş yavaş.
O, işte deneyimliydi.
- Kendi işine bak.
- Kendi işlerine bak.
Bütün eşyalarım gitti.
Bütün eşyalarım burada.
Ben iş için buradayım.
O ticaret yapmaktadır.
Biri eşyalarımı aldı.
O, işi becerdi.
Kendi işine bakmalısın.
Eşyanı geride bırakma.
Eşyalarıma bir dakika göz kulak olabilir misin?
Bugünün işletme kitabı şöyle diyor:
işle alakalı diyelim!
İş ile ilgili olabilir,
Beni ilgilendirmez.
Onların hepsi benim kişisel eşyalarım.
İş gelişiyor.
Onun kirli işleri en sonunda ortaya çıktı.
Çok iyi işim var.
Gitmek ve eşyamı almak istiyorum.
Tom bütün eşyamı götürdü.
Tom işe geri çağrıldı.
Tom bütün işlerini riske attı.
Eşyalarını al ve uzaklaş.
Kendi işlerine bak.
İş şimdi çok iyi.
Babam, işinde başarısız oldu.
O, iş için çağrıldı.
- İş gerçekten yavaşladı.
- İşler gerçekten kesatlaştı.
İşleri çok parlak gitmiyor.
Eşyalarımı hibe ediyorum.
O dışişlerinde iyi deneyimlidir.
Eşyalarını unutma.
Birçok ülke ile iş yapıyoruz.
Bunu iş dünyasına uygulayabiliriz.
Yeni işletme anlayışında,
Yeni işletme anlayışında
Yeni işletme anlayışında,
İş için biriyle görüşmek zorunda kaldım.
Asıl konuya gelelim ve iş konuşalım.
O, tamamen işine dalmış.
Onun işte bir alt yapısı var.
O, iş için Tokyo'ya gitti.
Ona kendi işine bakmasını söyle.
İki adam iş ortaklarıydı.
İş için burada değilim.
O, ona teknik konularda tavsiyede bulunur.
Eşyalarımı bile boşaltmadım.
Sen kendi işine bak lütfen.
iş yerlerindeki çeşitliliğe cinsiyetten çok daha büyük bir tehdit.
Bir diğeri ise
Sen kendi işine bakmalısın.
Onlar tartışmamız gereken konular.
O, iş için New York'a gitti.
Başkalarının işlerine karışmayın.
Şu anda benim işim yavaştır.
Belediye başkanı kent işlerini yönetir.
İşi zevkle karıştırma.
Babam iş için sık sık Paris'e gider.