Translation of "Anglaise" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Anglaise" in a sentence and their turkish translations:

Elle est Anglaise.

O, İngilizdir.

Chantons la chanson anglaise.

İngilizce şarkı söyleyelim.

Non, je suis Anglaise.

Hayır, ben İngilizim.

Chantons cette chanson anglaise.

O İngilizce şarkıyı söyleyelim.

Sa version anglaise est parfaite.

Onun İngilizcesi mükemmel.

Il a étudié l'histoire anglaise.

O İngiliz tarihi okudu.

J'aime beaucoup la langue anglaise.

İngilizceyi çok severim.

On aime lire literature anglaise.

Biz İngiliz edebiyatı okumayı seviyoruz.

Il est calé en littérature anglaise.

İngiliz edebiyatında çok bilgilidir.

Il est diplômé en littérature anglaise.

Onun ana dalı İngiliz edebiyatıdır.

Beowulf, la première épopée en langue anglaise,

Beowulf? İngilizce ilk epik eser,

John connaît l'histoire anglaise de A à Z.

John, İngiliz tarihini A'dan Z'ye bilir.

Veuillez délier cette phrase de sa version anglaise.

- Bu cümleyi İngilizceden bağlantısızlaştırın lütfen.
- Bu cümleyi İngilizceden ayırın lütfen.

Voilà un exemple de la vie anglaise moderne.

Bu, modern İngiliz yaşamın bir örneğidir.

La langue anglaise est proche de la langue allemande.

İngiliz dili Alman diline soydaştır.

Nous devons résister à l'invasion de la langue anglaise.

İngilizcenin işgal edilişine dayanmalıyız.

La langue anglaise appartient au groupe des langues germaniques.

İngiliz dili Alman dil grubuna aittir.

Je dispose de très peu de livres en langue anglaise.

Çok az sayıda İngilizce kitabım var.

Le premier mot d'une phrase anglaise devrait être en majuscule.

- İngilizce bir cümlenin ilk sözcüğü büyük harfli olmalıdır.
- İngilizce bir cümlenin ilk sözcüğü büyük harfle başlamalıdır.
- İngilizce bir cümledeki ilk sözcüğün büyük harfle başlaması gerekir.

Ma sœur a chanté une chanson anglaise à la fête.

Kız kardeşim partide İngilizce bir şarkı söyledi.

- Je suis un étudiant anglais.
- Je suis une étudiante anglaise.

Ben bir İngilizce öğrencisiyim.

- Je ne suis pas anglais.
- Je ne suis pas anglaise.

İngiliz değilim.

De combien de mots la langue anglaise dispose-t-elle ?

İngiliz dilinde kaç tane sözcük var?

La conquête normande de l'Angleterre eut beaucoup d'influence sur la langue anglaise.

İngiltere üzerindeki Norman zaferinin İngilizce dili üzerinde büyük bir etkisi vardı.

- Non, je suis anglais.
- Non, je suis Anglais.
- Non, je suis Anglaise.

Hayır, ben İngilizim.

Y a-t-il de quelconques magazines en langue anglaise dans cette bibliothèque ?

Bu kütüphanede hiç İngilizce dergi var mı?

Si une phrase islandaise a une traduction anglaise, et que la phrase anglaise a une traduction en swahili, alors, indirectement, cela fournira une traduction en swahili pour la phrase islandaise.

İzlandaca bir cümlenin İngilizce çeviri varsa, ve İngilizce cümlenin Savahili dilinde bir çevirisi varsa, öyleyse dolaylı olarak, bu, İzlandaca cümle için bir Savahili çeviri sağlayacaktır.

Le 14 octobre 1066, l'armée anglaise subit une défaite écrasante à Hastings et Harold

14 Ekim 1066'da İngiliz ordusu Hastings'de ezici bir yenilgiye uğradı ve Harold

Il n'y a pas de phrase anglaise sur Tatoeba qui contienne le mot "Lego".

Tatoeba'da "Lego" sözcüğünü içeren İngilizce cümle yok.

Les gens qui ont peur de se tromper ne feront aucun progrès en conversation anglaise.

Hata yapmaktan korkan kişiler İngilizce konuşmada gelişme kaydedemez.

Nous n'avons pas besoin d'une nouvelle langue auxiliaire, la langue anglaise remplit déjà ce rôle.

Yeni bir yardımcı dile ihtiyacımız yok, İngilizce zaten o rolü yerine getiriyor.

Les œuvres des Shakespeare sont souvent considérées parmi les plus grandes œuvres de la langue anglaise.

Shakespeare'in eserleri sıklıkla ingiliz dilinin en büyükleri arasında düşünülür.

- La langue anglaise est proche de la langue allemande.
- L'allemand et l'anglais sont des langues parentes.

İngilizce ve Almanca iki akraba dildir.

Il y avait beaucoup de professeurs originaires d'Océanie à l'école de conversation anglaise que je fréquentais précédemment.

Daha önce gittim İngilizce konuşma okulunda Avustralya ve Yeni Zelanda'dan birçok öğretmen vardı.

Pour la première fois de sa vie, Yuka a terminé la lecture d'un livre en langue anglaise.

Hayatında ilk kez, Yuka, İngilizce bir kitabı okuyarak bitirdi.

Intrépide et provocant jusqu'au bout, il est mort avec une flèche anglaise dans la gorge, aux côtés de la

. Korkusuz ve sonuna kadar meydan okuyan o , ordusunun çoğunun yanında boğazında bir İngiliz okuyla öldü

La langue anglaise est indubitablement la plus facile et en même temps le moyen de communication internationale le plus efficace.

İngiliz dili şüphesiz en kolay ve aynı zamanda uluslararası iletişimin en etkili aracıdır.

L'association entre trolls et ponts a une longue histoire qui se prolonge jusqu'à nos jours dans la culture populaire anglaise.

İngiliz popüler kültüründeki trol-köprü ilişkisinin günümüze kadar ulaşan uzun bir tarihi vardır.