Translation of "Lion" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Lion" in a sentence and their turkish translations:

Alors lion comme lion

yani aslan kadar aslan

- C'est un lion.
- Ceci est un lion.

Bu bir aslandır.

Le lion rugit.

Aslan kükrüyor.

Ceci est un lion.

Bu bir aslandır.

Le lion est fort.

Bir aslan güçlüdür.

Je vois un lion.

Bir aslan görüyorum.

- Le lion mange de la viande.
- Le lion mange la viande.

- Aslan et yiyor.
- Aslan et yer.

- Un lion est un animal.
- Le lion est un animal.
- Léon est une bête.
- Un lion, c'est un animal.

- Aslan bir hayvandır.
- Aslan, bir hayvandır.

Et le lion m'a vu.

ve aslan da beni gördü,

Ils attrapèrent un lion vivant.

Onlar bir aslanı canlı yakaladı.

Le lion est un animal.

Aslan, bir hayvandır.

Le lion mange la viande.

Aslan eti yiyor.

- Ne réveillez pas un lion qui dort.
- Ne réveille pas un lion qui dort.

Uyuyan bir aslanı uyandırma.

Le lion mange de la viande.

Aslan et yiyor.

Les dents d'un lion sont aiguisées.

Bir aslanın dişleri keskindir.

Tom a un cœur de lion.

Tom bir aslanın kalbine sahiptir.

Thomas ouvrit la cage du lion.

Tom aslanın kafesini açtı.

Avez-vous entendu le lion rugir ?

Aslan kükremesi duydunuz mu?

Le lion est le roi des animaux.

Aslan hayvanların kralıdır.

J'ai été surpris de voir un lion.

Bir aslan gördüğüme şaşırdım.

Tout chien est un lion chez soi.

Her köpek evde bir arslandır.

L’amour lui donnait des forces de lion.

Aşk ona bir aslan gücünü verdi.

Lorsque le lion rugit, les zèbres tremblent.

Aslan kükrediğinde, zebralar titrer.

Le lion a décidé de devenir végétarien.

Aslan, bir vejetaryen olmaya karar verdi.

Si tu vois les dents du lion surgir, ne crois surtout pas que le lion te sourit.

Aslanın dişlerini gösterdiğini görürsen, sana gülümsediğini sanma.

Renard, lion et cochon descendant vers la ville

şehre inen tilki, aslan ve domuz

Le lion est le roi de la jungle.

Aslan ormanın kralıdır.

Joe et moi avons vu un lion hier.

Joe ve ben dün bir aslan gördük.

On voit ça, par exemple, dans « Le Roi Lion ».

Bunu, örneğin Aslan Kral'da görebiliyoruz.

Et malgré les merveilleuses compétences de prédateur d'un lion,

Bir aslan sahip olduğu tüm harika yırtıcı becerilerine rağmen

Lion et tigre sont deux espèces différentes de félins.

Aslan ve kaplan kedinin iki farklı türüdür.

Un chien en vie vaut mieux qu'un lion mort.

Yaşayan bir köpek, ölü bir aslandan daha iyidir.

Le dernier lion d'Irak a été tué en 1918.

Irak'ın son aslanı 1918'de katledilmişti.

Je ne dois pas essayer d'aller plus vite qu'un lion…

Bir aslandan koşarak kurtulmaya çalışmamalıyım

Une hyène seule ne peut se mesurer à un lion.

Tek başına bir sırtlanın aslan karşısında şansı yok.

«Cet homme est un lion», dit Napoléon en regardant sa progression.

"Bu adam bir aslan," dedi Napolyon ilerleyişini izleyerek.

Et ainsi le lion tomba-t-il amoureux de la brebis.

Ve böylece aslan koyuna aşık oldu.

Je n'avais jamais vu de lion avant l'âge de mes dix ans.

Ben on yaşından önce bir aslan görmemiştim.

Le cheval, le lion, le chien, la chèvre : ce sont des animaux.

At, aslan, köpek, keçi: bunlar hayvandır.

Le lion marchait de long en large, dans sa cage, toute la journée.

Aslan bütün gün kafesinin içinde ileri geri yürüdü.

Il vaut mieux être la tête d'un chien que la queue d'un lion.

Bir aslanın kuyruğu olmaktansa bir köpeğin başı olmak daha iyidir.

Si le lion est le roi des animaux, l'aigle est le roi des oiseaux.

Aslan hayvanların kralı iken, kartal da kuşların kralıdır.

Les éléphants voient mieux que nous dans le noir, mais pas aussi bien qu'un lion.

Filler karanlıkta bizden iyi görür ama aslanın yanına bile yaklaşamazlar.

Cet énorme lion de mer n'a pas atteint ce poids en ne mangeant que du poisson.

Bu erkek denizaslanı sırf balık yiyerek bu kadar büyümedi.

De même que le lion est le roi des animaux, l'aigle est le roi des oiseaux.

Aslan hayvanların kralı iken, kartal da kuşların kralıdır.

Un chat est un petit lion qui aime les souris, déteste les chiens et tolère les humains.

Bir kedi; fareleri seven, köpeklerden nefret eden ve insanlara tahammül eden minyatür bir aslandır.

Plus dans le travail du lion de chameau et le mouvement des employés à l'intérieur du palais présidentiel à l' époque

Daha çok deve aslanı işinde ve çalışanların başkanlık sarayındaki hareketlerinde

Un lion est certainement beaucoup plus fort qu'une seule hyène, mais il y avait trois fois plus de hyènes que de lions.

Bir aslan kesinlikle tek sırtlandan çok daha güçlüdür ancak orada aslanların üç katı kadar fazla sırtlan vardı.

Le journal raconte qu'un lion s'est échappé du zoo et qu'il pourrait, à présent, être dans n'importe quelle partie de la ville.

Gazete, bir aslanın hayvanat bahçesinden kaçtığını ve artık şehrin herhangi bir yerinde olabileceğini söyledi.

Les douze signes du Zodiac sont : le bélier, le taureau, les gémeaux, le cancer, le lion, la vierge, la balance, le scorpion, le sagittaire, le capricorne, le verseau et les poissons.

Burçlar kuşağının on iki burcu şunlardır: Koç, Boğa, İkizler, Yengeç, Aslan, Başak, Terazi, Akrep, Yay, Oğlak, Kova ve Balık.