Translation of "Animal" in Turkish

0.049 sec.

Examples of using "Animal" in a sentence and their turkish translations:

- As-tu un animal de compagnie ?
- Avez-vous un animal de compagnie ?
- Avez-vous un animal domestique ?
- As-tu un animal domestique ?

Bir evcil hayvanın var mı?

- Quel est ton animal préféré?
- Quel est votre animal favori ?

- En sevdiğiniz hayvan hangisidir?
- En sevdiğin hayvan hangisidir?

- Un cheval, c'est un animal.
- Un cheval est un animal.

At bir hayvandır.

Lorsque votre animal souffre,

Hayvan acı çektiğinde,

Quand cet animal figure

bu hayvan figürleri yapıldığında

Le petit animal empestait.

Küçük hayvan kötü bir koku yaydı.

Cet animal est amical.

Bu hayvan samimi.

Quel animal est grand ?

Hangi hayvan büyük?

Quel animal est petit ?

Hangi hayvan küçük?

- Un lion est un animal.
- Le lion est un animal.
- Léon est une bête.
- Un lion, c'est un animal.

- Aslan bir hayvandır.
- Aslan, bir hayvandır.

Utiliser un animal de compagnie

binek hayvanı kullanmak

Cet animal élabore des stratégies

Bu, strateji kuran

L'Homme est un animal rationnel.

İnsan mantıklı bir hayvandır.

Un cheval, c'est un animal.

At bir hayvandır.

L'homme est un animal social.

İnsan sosyal bir hayvandır.

Quel est ton animal préféré?

En sevdiğin hayvan hangisidir?

Cet animal est à moi.

Bu hayvan benim.

Quel drôle de petit animal !

Ne güzel bir hayvan!

Cet animal est très intelligent.

Bu hayvan çok zeki.

Le lion est un animal.

Aslan, bir hayvandır.

Cela change le comportement d'un animal,

Bu bazen hayvanın davranışını değiştiriyor

Après tout, dans le monde animal,

Çünkü, hayvanlar alemine baktığımızda

Cet animal se nourrit de viande.

Bu hayvan etle beslenir.

Le hérisson est un petit animal.

Kirpi küçük bir hayvandır.

Comment s'appelle cet animal en japonais ?

Japoncada bu hayvanı nasıl adlandırıyorsunuz?

Le renard est un animal sauvage.

Tilki vahşi bir hayvandır.

Un éléphant est un animal puissant.

Fil güçlü bir hayvandır.

Mon animal de compagnie est malade.

Benim hayvanım hasta.

On n'a tiré sur aucun animal.

Hiçbir hayvan vurulmadı.

Un éléphant est un animal énorme.

- Bir fil çok büyük bir hayvandır.
- Filler iri bir hayvandır.

Le cheval est un animal utile.

At yararlı bir hayvan.

Comment s’appelle cet animal, en français ?

Fransızcada bu hayvana ne diyorsunuz?

Un chien est un animal intelligent.

Köpek zeki bir hayvandır.

Le chien est un animal fidèle.

Köpek sadık bir hayvandır.

- Cet animal fait le beau pour être récompensé.
- Cet animal ne travaille que pour la récompense.

Bu hayvan sadece ödüller için çalışıyor.

Rien de plus dangereux qu'un animal coincé !

Köşeye sıkışmış bir hayvandan daha tehlikeli bir şey yoktur!

L'homme est, par nature, un animal social.

İnsan doğası gereği sosyal bir hayvandır.

Un éléphant est un très grand animal.

Bir fil çok büyük bir hayvandır.

La vache laitière est un animal utile.

Bir süt ineği faydalı bir hayvandır.

Je connais le nom de cet animal.

Bu hayvanın adını biliyorum.

L'homme est le seul animal qui rit.

İnsan gülen tek hayvandır.

L'homme est le seul animal qui parle.

İnsan konuşabilen tek hayvan.

Comment appelez-vous cet animal en japonais ?

Bu hayvana Japoncada ne dersiniz?

Le caïman est un animal très agressif.

Güney Amerika timsahı çok saldırgan bir hayvandır.

L'oryctérope est un animal de taille moyenne.

Yerdomuzu orta boyutta bir hayvandır.

Un grand animal s'est échappé du zoo.

- Büyük bir hayvan hayvanat bahçesinden kaçtı.
- Büyük bir hayvan, hayvanat bahçesinden kaçtı.

- Il ne sait pas grand-chose de cet animal.
- Il connaît peu de choses sur cet animal.

O, o hayvan hakkında çok az biliyor.

- Il ne sait pas grand-chose de cet animal.
- Il ne sait presque rien sur cet animal.

O, o hayvan hakkında neredeyse bir şey bilmiyor.

Même en touchant cet animal sans se piquer,

Dikenlerine değmeden dokunsanız bile

L'homme est le seul animal qui puisse parler.

İnsan konuşabilen tek hayvandır.

J'ai remarqué qu'un petit animal gris nous regardait.

Küçük, gri bir hayvanın bize doğru baktığını fark ettim.

Un chien peut être parfois un animal dangereux.

Bir köpek bazen tehlikeli bir hayvandır.

L'homme est le seul animal doué de parole.

İnsan, konuşan tek hayvandır.

L’Homme est le seul animal qui peut rigoler.

İnsan gülebilen tek hayvandır.

Si j'étais un animal, je serais un dauphin.

Ben bir hayvan olsaydım, yunus olurdum.

Je ne sais pas comment s'appelle cet animal.

- Bu hayvana ne dendiğini bilmiyorum.
- Bu hayvanın adını bilmiyorum.

Cet animal est plus gros que celui-là.

Bu hayvan öbüründen daha büyüktür.

Le koala est un animal unique à l'Australie.

Koala Avustralya'ya özgü bir hayvandır.

Le héro de cette série est un animal.

Bu dizinin baş karakteri, bir hayvandır.

Il n'y a aucun animal vivant au musée.

Müzede hiç canlı hayvan yok.

Tom a été mordu par un animal enragé.

Tom kuduz bir hayvan tarafından ısırıldı.

- Marie est un animal marin.
- Marie est un oursin.

Mary bir deniz kestanesidir.

La baleine est le plus gros animal sur terre.

Balina dünyadaki en büyük hayvandır.

L'Homme est le seul animal à utiliser le feu.

İnsan, ateşi kullanan tek hayvandır.

On dirait que cet animal a un problème génétique.

Bu hayvanın, bazı kalıtsal sorunları varmış gibi görünüyor.

L'homme est le seul animal qui possède le langage.

İnsan dile sahip olan tek hayvandır.

L'homme est le seul animal susceptible de devenir imbécile.

İnsan embesil olmaya maruz kalan tek hayvandır.

Qui parmi vous a aimé un animal dans sa vie ?

Kaçınız, hayatında, belli bir hayvana değer verdi?

Après avoir travaillé avec cet animal historique pendant 30 ans,

Bu kadim hayvanlarla neredeyse 30 yıl çalışmış

Greg Gage : La pieuvre est un animal à l'allure étrange

Greg Gage: Ahtapot inanılmaz karmaşık davranışlar sergileyen,

Il est difficile d'imaginer une vie sans animal de compagnie.

Evcil hayvanın olmadığı bir hayatı düşünmek zor.

Un animal peut être bien plus dangereux lorsqu'il est blessé.

Bir hayvan yaralandığında çok daha tehlikeli olabilir.

L'Homme n'est pas le seul animal à utiliser des outils.

İnsanlar alet kullanan tek hayvanlar değil.

Le protée est mon animal favori parce qu'il est grotesque.

Olm garip görünümü nedeniyle benim en sevdiğim hayvan.

J'ai toujours voulu avoir un écureuil pour animal de compagnie.

Ben her zaman evcil bir sincaba sahip olmak istedim.

Dan aime les araignées plus que n'importe quel autre animal.

Dan örümcekleri herhangi bir başka hayvandan daha fazla seviyor.

Je n'ai jamais encore vu animal si docile qu'une tortue.

Kaplumbağa kadar uysal bir hayvan henüz görmedim.

Je conseille à ces familles d'emmener leur animal dans un refuge

Bu gibi ailelere, hayvanları barınaklara götürüp

Les gens ont peur de cet animal sans l'avoir jamais vu.

devam ettiriliyor, onu hiç görmemiş olanlar bile ondan korkuyor.

Le crabe a ce problème d'être la proie d'un animal liquide.

Yengecin en büyük sorunu, peşindeki avcının sıvı bir hayvan olması.

Mais voilà un animal foncièrement asocial qui joue avec des poissons.

Buradaysa oldukça antisosyal bir hayvan balıklarla oyun oynuyor.

De me sentir ainsi accueillie par cet animal sauvage et libre

Vahşi, özgür bir hayvan tarafından bütünüyle kabullenilmek

La vie en prison est pire que la vie d'un animal.

Hapishanedeki yaşam bir hayvanın yaşamından daha kötüdür.

Les vaches sont plus utiles qu'aucun autre animal dans ce pays.

İnekler bu ülkede başka bir hayvandan daha faydalıdır.

L'Homme est le seul animal à pouvoir se servir du feu.

İnsan ateşi kullanabilen tek hayvandır.