Examples of using "Laquelle" in a sentence and their turkish translations:
Hangisi?
- Hangisi senin araban?
- Hangisi sizin arabanız?
Hangisini daha çok seviyorsunuz?
Hangisini denemek istiyorsunuz?
Hangisi senin gitarın?
Hangisi bizim arabamız?
Hangisini seçecekler?
- Hangisini seçeceksin?
- Hangisini seçeceksiniz?
Bu kutulardan hangisini istiyorsunuz?
Favori takımınız hangisidir?
Bu raketlerden hangisi senin?
Buradan nereye gideceğimiz size bağlı.
Hangisini daha çok beğendin?
Hangisi oydu?
Hangisi kahverengi?
- Hangi kadın senin teyzen?
- Hangi kadın senin halan?
Bana hangisini seçeceğini söyle.
- Hangisini istersin söyle.
- Hangisini istediğinizi söyleyin.
- Valizin hangisi?
- Senin bavulun hangisi?
Yeni olan hangisi?
Geri dönecek bir evim yok.
Bu onun yaşadığı evdir.
Bu benim büyüdüğüm evdir.
Bu onun yaşadığı ev.
Çalıştığın şirketin adı nedir?
- Senin fincanın hangisi?
- Hangisi senin fincanın?
pembe bir buğu tabakasına benzer bir şey görüyorum.
bu yüzden tekerlekli sandalye kullanıyorum.
ve de savaşmak için güçsüz olduklarına.
Bu, herkesin gerçekleştirmek için
Çin ve Vietnam'ın komünist toplumları da
Ayrıca kurşun kalem sıradan bir kullanıcının
aklıma gelen en iyi sebep:
Bu senin kalkman gereken zamandır.
Hangisi benimki?
Daha pahalı olan hangisi?
Hangisini kullanmalıyım.
Hangisini seçecek?
Hanginiz gidecek?
Boşanmamızın nedeni bu.
En sevdiğin hangisiydi?
Burada olmamızın nedeni bu.
Bu, onun yetiştirildiği evdir.
Burada olmamın nedeni bu.
Burada olmamın başka sebebi bu.
O benim kaldığım ev.
Buraya gelmemin nedeni budur.
Sen tam konuşmak istediğim kişisin.
Burada olmamızın gerçek nedenini unutmayalım.
Tom'un gay olduğuna dair bir söylenti var.
Üzerinde çalıştığın şarkıyı yazmayı bitirdin mi?
Görme nedenleri bendim.
Peki o muhabbetlerden hangi birini hayata geçirdiniz?
- Hangi araba bizim?
- Hangi araba bizimki?
Onun geç kalmasının sebebi odur.
Hangisi daha büyüktür, Tokyo mu yoksa Kobe mi?
Onun yaşadığı evi sevmiyorum.
- Benim gitmek gereken bir toplantım var.
- Benim gitmek zorunda olduğum bir toplantım var.
Bu kitabı alma sebebim bu.
Aileme ait olan evde yaşıyorum.
Beklediğim bir şey değildi.
Düşünebildiğim tek şey bu.
Zamanın ne kadar hızlı geçtiği inanılmaz.
Burada olmamın tek sebebi bu.
Oturacak hiç sandalye yok.
Shakespeare'in doğduğu evi ziyaret ettim.
Onun işi bırakma nedenini biliyorum.
Bu onun beklediği not değildi.
Tom'un bunu yapma sebebi bu.
Dün gelmememin sebebi bu.
Dün okulda olmayışının nedenini bana anlat.
zorlu bir girişime başlarken
"Kaderimizi kendimiz yönetebiliriz." düşüncesi
şimdi gerçekten bir düşünün neden hala izliyoruz
Karşımıza çıkan bu fotoğraf bizi adeta şok ediyor
Duyguları harap eden, yıkıcı bir hastalık.
O cevaplaması zor bir soru.
- Hangisini seçtiğin umurumda değil.
- Hangisini seçersen seç, umurumda değil.
Gökyüzünün mavi görünmesinin nedenini biliyor musun?
Onun öfkeli olmasının nedeni odur.
Neden özür dilemek zorunda olduğuma dair herhangi bir neden görmüyorum.
Sınavın yapıldığı oda çok sıcaktı.
Onlardan hangisiydi?
Unuttuğumuz hız sadece inanılmaz.
Senin onu söyleme nedenini biliyorum.
O cevap veremeyeceğim bir soru.
Onun yaşadığı evi beğenmiyorum.
O ilgilenmesi zor bir insandır.
İşte, konuşmak istememesinin nedeni buydu.
Hangisi daha ucuz?
İşte oturabileceğin rahat bir sandalye.
Hangisinin benim raket olduğunu hatırlayamıyorum.
Gitarlarından en çok hangisini çalmaktan hoşlanıyorsun?
Sen bana cevap veremeyeceğim bir soru soruyorsun.
Yıl boyunca katıldığım en güzel parti bu.
İçinde doğduğum ve büyüdüğüm ev budur.
Onun sana kızma nedeni bu.