Examples of using "L'entrée" in a sentence and their turkish translations:
Giriş ücretsizdi.
Giriş ücreti ne kadardır?
Giriş nerededir?
Bu, giriş değil.
- Müzenin girişi nerede?
- Müzenin girişi neresi?
Girişte bir araba durdu.
Tony, kapıda durdu.
Giriş pazar günleri ücretsizdir.
Giriş ücretsiz.
O, onu girişin yanında dururken buldu.
O, kapı zilini çaldı.
Giriş, çocuklar için ücretsizdir.
- Bu evlerinin ana kapısı.
- Onların evinin giriş kapısı burasıdır.
Hiç kimse girişin önünde durmuyor.
Ceketimi salondaki dolaba astım.
Rus tankları Berlin'e girinceye kadar
Girişi de biraz karla kapattım.
tabi birde girişinin merdivenin en üst basamağında olması
O, girişte genç bir adam gördü.
Giriş 18 yaş üstü olanlara sınırlandırılmıştır.
Okul öncesi çocuklar için giriş ücretsizdir.
Noel tatili sırasında giriş ücretsizdir.
- Girişte ayakkabılarımızı çıkarmamız gerek.
- Girişte ayakkabılarımızı çıkarmamız gerekiyor.
Bu bilet iki kişiye ücretsiz giriş sağlayacak.
Tom köyün kenarındaki bir evde yaşıyor.
Metro girişinin nerede olduğunu bana söyleyebilir misin?
Dairemin kapı eşiğinde dururken
Konser bileti, sinema biletinden daha pahalıdır.
Ön kapı zilinin çaldığını duydum.
Üç yaşın altındaki çocuklar ücretsiz kabul ediliyor.
ve evin önünde daha önce olmayan bir figürü fark ettim.
Giriş, japon resimleriyle dekore edilmiş.
Bir Japon evinin girişinde ziyaretçilerden genellikle ayakkabılarını çıkartmaları istenir.