Translation of "Haleine" in Turkish

0.002 sec.

Examples of using "Haleine" in a sentence and their turkish translations:

J'ai mauvaise haleine.

Kötü nefesim var.

- Fais-moi sentir ton haleine !
- Faites-moi sentir votre haleine !

Senin nefesini koklayayım.

Son haleine empeste l'alcool.

Onun nefesi alkol kokuyor.

Son haleine pue l'alcool.

Nefesi alkol kokar.

Son haleine puait l'alcool.

Onun nefesi içki kokuyordu.

Tout le monde est en haleine.

Herkes soluyarak konuşuyor.

Son haleine sent le fromage de chèvre.

Nefesi keçi peyniri gibi kokuyor.

J'ai abattu le cheval parce qu'il avait mauvaise haleine.

Ağzı koktuğu için atı vurdum.

Jour après jour, les journaux à sensation tenaient le public en haleine avec des détails salaces sur l'infidélité conjugale du président.

Günbe gün gazeteler Başkanın evliliğine sadakatsizliği hakkında korkunç detaylarla halkın içini gıcıkladılar.