Translation of "Berlin " in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Berlin " in a sentence and their turkish translations:

C'est à Berlin.

Burası Berlin.

Je t'attends à Berlin.

Seni Berlin'de bekliyorum.

Berlin est en Allemagne.

Berlin Almanya'dadır.

Êtes-vous à Berlin ?

Berlin'de misiniz?

Je suis à Berlin.

Berlin'deyim.

- Tu as déjà été à Berlin.
- Vous avez déjà été à Berlin.

Sen zaten Berlin'e gittin.

Berlin est une ville allemande.

Berlin bir Alman şehridir.

- Je vais à Berlin visiter mon ami.
- Je vais à Berlin visiter mon amie.

Arkadaşımı ziyaret etmek için Berlin'e gidiyorum.

Donc, je suis retournée à Berlin.

Bu yüzden Berlin'e geri döndüğümde

Il vint à Berlin comme enseignant.

O, bir öğretmen olarak Berlin'e geldi.

Berlin est la capitale de l'Allemagne.

Berlin Almanya'nın başkentidir.

Jusqu'à l'entrée des chars russes à Berlin

Rus tankları Berlin'e girinceye kadar

Il est allé à Berlin l'année passée.

Geçen yıl Berlin'e gitti.

Tom a de nombreux amis à Berlin.

Tom'un Berlin'de birçok arkadaşı var.

En ce moment, mon père est à Berlin.

Şu anda babam Berlin'de.

La sœur de Marie habite à Berlin depuis 2010.

Marie’nin kız kardeşi, 2010’dan beri Berlin’de yaşıyor.

Comme nous avons atteint Berlin, nous allons atteindre New York.

Berline vardık.Daha sonra Newyork' gideceğiz.

Berlin est un symbole de l'unification entre l'Est et l'Ouest.

Berlin, Doğu ile Batı arasındaki birleşmenin bir sembolüdür.

Comme vous le savez, Berlin est la capitale de l'Allemagne.

Bildiğiniz gibi, Berlin Almanya'nın başkentidir.

Je me rends à Berlin pour rendre visite à mon ami.

Arkadaşımı ziyaret etmek için Berlin'e gideceğim.

C'est en 1989 que le mur de Berlin a été abattu.

1989'da Berlin Duvarı yıkıldı.

Y a-t-il une ligne directe entre Varsovie et Berlin ?

Varsovie ve Berlin arasına direkt hat var mı?

La chute du mur de Berlin fut vraiment un événement capital.

Berlin Duvarı'nın yıkılışı gerçekten çığır açan bir olaydı.

Il a dû quitter la ville, alors il a déménagé à Berlin.

Şehirden ayrılmak zorundaydı, bu yüzden Berlin'e taşındı.

J'ai passé une semaine à Berlin à vivre avec une famille allemande.

Ben Berlin'de bir Alman aile ile yaşayarak bir hafta geçirdim.

Il a ensuite donné au Troisième Corps l'honneur d'être les premières troupes à entrer à Berlin.

Daha sonra Üçüncü Kolordu'ya Berlin'e giren ilk birlikler olma şerefini verdi.

Le mur de Berlin a été construit pour empêcher que les Allemands de l'Est ne fuient vers l'Ouest.

Berlin duvarı Doğudaki Almanların Batıya kaçmasını engellemek için inşa edilmiştir.

Un homme a atterri sur la lune. Un mur a été abattu à Berlin. Un monde a été connecté par notre propre science et notre imagination.

Bir insan aya indi. Berlinde bir duvar yıkıldı. Bir dünya kendi bilimimizle ve hayal gücümüzle bağlandı.