Examples of using "événement" in a sentence and their turkish translations:
bu olaya
önemli bir olaydır
Belkide bu olay
muazzam bir olay gerçekten
Bu mutlu bir olay.
Bu olay hakkında konuşmak istiyor musun?
insanlık tarihini yeniden yazdıran olay
yahu muazzam bir olay
işte bunun gibi bir olay
çok güçlü bir olaydı
Bu harita başka bir olay.
bu olay başıma gelmeden önce,
Tom bir tanıtım etkinliğine katıldı.
Makale şimdi unutulmuş bir olayı ima ediyor.
18.000 defa gerçekleşti bu olay
- Olay, hafızamızda hâlâ tazedir.
- Olay anımızda hâlâ taze.
O, olaya büyük önem verdi.
Ermeni soykırımı trajik bir olaydı.
bana o gün bir tarih yazıldığı söylendi.
ve dünya tarihini değiştiren bir olay
Yine İslamiyetle karıştırılan bir olaydır bu
Olay onu ünlü yaptı.
Bir düğün, hayattaki önemli bir andır.
başka bir olay daha anlatacağım çocukluğumuzla ilgili
insanlık tarihi bu olayla yeniden yazılmaya başlandı
Matbaanın bulunuşu tarihteki en büyük olaydır.
- Ben hamileyim.
- Hamileyim.
İlk olay, Soğuk Savaş'ın sonuydu.
bu günlerde ise böyle bir olaya pek rastlayamıyoruz
fakat en son 780.000 yıl önce oldu bu olay
derken bizim karşımıza şöyle bir olay çıkıyor
O, hamiledir.
Berlin Duvarı'nın yıkılışı gerçekten çığır açan bir olaydı.
O da iki arkadaşından bu temayla ilgili bir parti hazırlamalarını istedi.
Rakı içerken de buna benzer bir olay yapılmıyor mu sanki
Zaten bu olay çöküşün en net göstergesidir
tabi bu olay manyetik alanların yer değiştirmesinden kaynaklı oluşuyor
Tabi bu olaydan sonra hastane sayımızın yetersiz olduğu görülünce
O korkunç, hayatı değiştiren ve hayatı yok eden olay gördü
O, özel bir durum için sakladığı şampanya şişesini çıkardı.
Aynı benzer bir olay var aslında zaman yolculuğuyla