Examples of using "éclairée" in a sentence and their turkish translations:
Onun odası aydınlıktı.
Bu oda güneş alır.
Filozoflar tarafından aydınlatılmamış bir toplum şarlatanlar tarafından aptal yerine konulurlar.
Ben bir uzman değilim, bundan dolayı sorunuza vereceğim cevap sadece tectübelerime dayanıyor.