Examples of using "Ymmärtää" in a sentence and their turkish translations:
Tom anlar.
Mary Çince'yi anlar.
Anlamıyorum.
O anlayacak.
Tom Fransızca anlar.
Tanrı da Esperanto'yu anlar.
Tom, Mary'yi anlıyor.
Tom beni anlıyor.
Tom sorunu anlıyor.
O anlamak istiyordu.
- Beni anlamayı dene.
- Beni anlamaya çalış.
O sizi yanlış anlamış olabilir.
Seni anlayamıyorum.
Bu anlaması zor.
Onu anlamakta zorluk çekiyorum.
Onun duygularını anlayamıyorum.
Biz birbirimizi anlamaya çalışmalıyız.
Dünyanın gerçekten nasıl göründüğünü görmenin en iyi yolu bir uzaydan bakmaktır.
Seni anlamak gerçekten zor.
Ne olduğunu anlayamıyorum.
Beni anlayan tek kişisin.
Onun cevabı anlaşılamadı.
O yüzden anlatmak kolay değil... SENATO
Ama aşılmaz bir çizginin varlığını fark ediyorsun.
Her birinin çok önemli olduğunu anlıyorsun.
Bir yere kadar bu problemi anlayabilirim.
Onun hokey takıntısını anlayamıyorum.
Öğrencilerin çoğu zaten bunu anlıyor.
Senin anlamadığını Tom anlar.
Tom artık ne olduğunu anlıyor.
Boone Smith parsların zihniyetini incelemeyi seviyor.
Ne dediğini Tom'un anladığını sanmıyorum.
Şu anda her şeyi anlaman gerekmez.
Şu anda her şeyi anlaman gerekmiyor.
Tom'u neden sevmediğini anlamaya başlıyorum.
Bu canlı ışık olgusunu daha yeni yeni anlamaya başlıyoruz.
Tom'un neden gitmemize izin vermeyeceğini anlamıyorum.
Tom'un ne hakkında konuştuğumuzu anladığından emin değilim.
Tom Mary'nin neden ondan hoşlanmadığını anlamak istiyordu.
Tom Mary'ye ödünç para vermekten daha iyisini bilmeliydi.
Gerçekten onun ne kastettiğini anlamak için yeterli aklı vardı.
Tom, Mary'nin neden bu kadar garip davrandığını anlayamadı.
Hızla konuşulduğunda Fransızcayı anlamayı zor buluyorum.
Niçin Tom ile yemek yemek istemediğini anlayamıyorum.
Tom Mary'nin Fransızcasını anlayabiliyor.
Sanırım gerçek aşkın ne olduğunu tam olarak anlamaya başlıyorum.
İngilizce konuşmamız muhtemelen iyi bir fikir, bu yüzden o anlayabilecek.
Başlangıçta, çok hızlı konuştukları zaman insanları zorlukla anlardım.
Bayanların ve çocukların sana ne dediklerini anlamada sorunların mı var?
Tom kadınları anladığını düşünüyor.
Tom'un beni anlayacağını umuyorum.
Kadınların veya küçük çocukların size ne dediklerini anlamakta güçlük çekiyor musunuz?
İnsanların, Kutsal Savaş'ın iyi bir amaç uğruna olduğunu nasıl söyleyebildiğine anlam veremiyorum.
Tom bugünkü toplantıya hepimizin katılması gerektiğini kesinlikle anlıyor.
Nedenini daha yeni yeni anlamaya başlıyoruz. Belki de av çekmek içindir.
Bir kelimenin nasıl kullanıldığını tam olarak anlamak için, onun birçok farklı içeriklerde kullanılması gerekir.
On yıldan daha fazla süredir Fince öğreniyorum ve onu anlamakta hala sorunum var.
Şaşırmak, merak etmek, anlamaya başlamaktır.
Bir adamla anladığı bir dilde konuşursan, onun kafasına gidecek. Onunla onun dilinde konuşursan, onun kalbine gidecek.