Translation of "Onnea" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Onnea" in a sentence and their turkish translations:

- Onnea matkaan.
- Onnea.

- İyi şanslar.
- Başarılar!

Onnea!

- Sana iyi şanslar diliyorum.
- Sana şans diliyorum.

Paljon onnea vaan! Paljon onnea vaan! Paljon onnea, Mari! Paljon onnea vaan!

Doğum günün kutlu olsun! Doğum günün kutlu olsun! Mutlu yıllar, sevgili Mary! Doğum günün kutlu olsun!

- Onnea!
- Onnee!

Tebrikler!

Onnea syntymäpäivääsi.

- Sana mutlu bir doğum günü diliyorum.
- Doğum günün kutlu olsun.

Kaikki etsivät onnea.

Herkes mutluluk peşinde.

Me etsimme onnea.

Mutluluk arıyoruz.

Toivon sinulle onnea.

Mutluluk diliyorum.

Toivota minulle onnea.

Lütfen bana şans dile.

Toivotan teille onnea!

Sana mutluluklar dilerim!

- Onnea!
- Toivotan sinulle menestystä.
- Toivotan sinulle onnea.
- Lykkyä tykö.

Sana iyi şanslar diliyorum.

Onnea ei voi ostaa?

Mutluluğu satın alamazsın.

Totta kai. Hyvää onnea!

Tabii ki. Bol şans!

Kaikki toivottivat minulle onnea.

Herkes bana şans diledi.

Ja meillä oli onnea matkassa.

ve sahiden bu sefer şansımız yaver gitti.

- Hyvää syntymäpäivää!
- Paljon onnea vaan!

Mutlu yıllar sana!

- Hyvää metsästysonnea.
- Hyvää onnea.
- Menestystä.

İyi avlar!

Luulen, että minulla on onnea.

Sanırım ben şanslıyım.

Onnea ei voi ostaa rahalla.

Para mutluluğu satın alamaz.

Toivon teille molemmille pelkkää onnea.

İkinize de mutluluktan başka bir şey dilemiyorum.

- Onnea!
- Onnittelut!
- Onneksi olkoon!
- Onnitteluni!
- Onnee!

- Tebrikler!
- Gözün aydın.
- Tebrikler.

- Minulla oli onnea.
- Minulla oli tuuria.

Ben şanslıydım.

Hevosenkenkä ja neliapila tuottavat hyvää onnea.

At nalı ve dört yapraklı yonca iyi şans getirir.

Hän oli onnea; hän löysi hyvän vaimon.

Onun iyi bir karı bulmak için iyi şansı vardı.

Näyttää siltä, ettei minulla ole onnea tänään.

Ben bugün şanslı değilim gibi görünüyor.

Kokemus on osoittanut että raha ei tuo onnea.

Deneyim, paranın mutluluk getirmediğini gösteriyor.

Jotkut uskovat, että numero 13 tuo huonoa onnea.

Bazı insanlar on üç sayısının kötü şans getirdiğine inanırlar.

Metsänvartijoilla oli onnea. Tällä kertaa laukaus pelästytti sen pois.

Görevliler şanslıydı, bu seferlik silah sesi onu korkutup kaçırmaya yetti.

- Mustat kissat tuovat epäonnea.
- Mustat kissat tietävät huonoa onnea.

Siyah kediler kötü şanstır.

- Tomilla on onnea.
- Tom on onnenpoika.
- Tom on onnenpekka.

Tom şanslı.

- Kävipä huonoa onnea!
- Kävipä huono säkä!
- Kävipä huono tuuri!

Kötü şans!

- Me olimme onnekkaita.
- Meillä oli onnea.
- Meillä kävi tuuri.

Şanslıydık.

Koujilla oli onnea: hänen auto-onnettomuudestaan jäi vain pieni naarmu hänen autonsa kylkeen.

Kouji şanslıydı; onun trafik kazası yalnızca arabasının yanında küçük bir çizik bıraktı.

Kuka ikinä sanoikin, ettei rahalla voi ostaa onnea, ei vain tiennyt, missä käydä ostoksilla.

Paranın mutluluğu satın alamayacağını söyleyen her kimse, nereden alışveriş yapacağını bilmiyormuş.