Examples of using "Nähdäkseen" in a sentence and their turkish translations:
Bizim gözlerimiz görmekte zorluk çeker.
O beni görmek için Kanada'dan geldi.
Ama avını görmek için ışığa ihtiyacı var.
Jim onu görme amacı ile Londra'ya geri döndü.
Tom ateşi olup olmadığını anlamak için Mary'nin alnını elledi.
Tom Mary'nin hala onu takip edip etmediğini görmek için omzunun üzerinden baktı.
Tom ve Mary yılın ilk güneşinin doğuşunu görmek için erken uyandı.