Examples of using "Kysyin" in a sentence and their turkish translations:
Ben Tony'ye bir soru sordum.
Sormamın nedeni odur.
Ondan telefon numarasını istedim.
Ona sırtımı kaşıyıp kaşımayacağını sordum.
Ona kitabı okuyup okuyamayacağımı sordum.
Tom'a ne önereceğini sordum.
Tom'a ne yapacağını sordum.
Tom'a ne okuduğunu sordum.
Anneme oraya ne getireceğimi sordum.
Tom'a nerede olduğunu sordum.
- Tom'a bir önerisi olup olmadığını sordum.
- Tom'a bir tavsiyesi var mı diye sordum.
Tom'a yerimde olsa ne yapacağını sordum.
Tom'a onu nasıl yapacağını sordum.
Tom'a nereye gittiğini sordum.
Mektubumu alıp almadığını sordum.
Tom'a Çin yemeğini sevip sevmediğini sordum.
- Tom'a Boston'a neden gittiğini sordum.
- Tom'a neden Boston'a gittiğini sordum.
"Ben sadece bir soru soruyordum." "Kendi işine bak."
Tom'a onun ne kadar zaman alacağını düşündüğünü sordum.
Tom'a botlarını nereden aldığını sordum.
Sadece senin bileceğini düşündüğüm için sordum.
O bana amcamın nerede yaşadığı sordu.
Ben Tom'a onunla özel olarak konuşabilip konuşamayacağımı sordum.
Ona iyi niyetlerle sordum, ama yanıt vermedi.
Noel babanın gerçekten olup olmadığını anneme sorduğumda dokuz yaşındaydım.
Tom'a ne olduğunu sordum ama bana söylemedi.
Tom'a evimizi birine boyatmanın ne kadara mal olacağını düşündüğünü sordum.
Tom'a ne olduğunu sordum, ama bana anlatmak istemedi.