Examples of using "Ilmaa" in a sentence and their turkish translations:
Havasız ölecektik.
Alevleri yelleyin.
Biraz hava almalıyım.
Hava akımı olan tünel mi, hava akımı olmayan tünel mi?
Temiz hava ve yüze vuran güneş ışığı.
Uzayda hava yoktur.
Hava olmadan yaşayamayız.
Ağzındaki alıcılar havanın tadına bakıyor.
Konu etrafımızı çevreleyen havadır.
Hava olmadan yaşayamayız.
- Bu lastik biraz az şişirilmiş.
- Bu lastiğin biraz havası inmiş.
Ama bu taraftaki hava daha sıcak gibi
Biraz temiz hava almak istemez misiniz?
Canım biraz temiz hava almak istiyor.
Buradan soğuk hava geldiğini hissedebiliyorum.
Ama bu taraftaki hava daha sıcak gibi ve ben çok üşüyorum.
Su, etraflarını saran soğuk havadan 50 derece daha sıcaktır.
Bu arabanın lastiklerinin yeterli havası yok.
Hava olmasa hiçbir yaratık yaşayamaz.
Tom içeriye biraz temiz hava girmesi için kapıyı biraz açtı.