Examples of using "Pelottaa" in a sentence and their turkish translations:
Biz korktuk.
Onlar korkmuş.
Ben ölmekten korkuyorum.
Tom beni korkutuyor.
Biz korktuk.
Hendeğin üzerinden atlamaya korkuyorum.
Bu seni korkutuyor, değil mi?
- Tom bir şey söylemekten korkar, değil mi?
- Tom bir şey söylemeye korkuyor, değil mi?
Tom korkuyor.
Çok korkuyorum.
Neden korkuyorsun?
Haklı olmamdan korkuyorsun, değil mi?
Korktuğunu biliyorum.
Tom'la konuşmaktan korktum.
Gerçekten beni korkutan tek şey seni kaybetme düşüncesidir.
Tom endişeli büyüdü.
Eğer sıçanlar ve farelerle sorunun varsa onları ultrason ile korkutup kaçırabilirsin.