Translation of "Wrapped" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Wrapped" in a sentence and their turkish translations:

Tom wrapped the present.

Tom hediyeyi sarmıştı.

She wrapped the present in paper.

Hediyeyi kağıda sardı.

She wrapped some gifts in paper.

O, kağıda bazı hediyeler sardı.

The city was wrapped in fog.

- Şehir sis altında kaldı.
- Şehir sise büründü.

Do you want it gift wrapped?

Hediye paketine sarılı mı istersiniz?

He wrapped his arms around me.

O kollarını bana sardı.

Mary wrapped herself in a towel.

Mary bir havluya sarıldı.

Tom wrapped himself in his blanket.

Tom battaniyesine sarındı.

Tom wrapped a towel around himself.

Tom etrafında bir havlu sardı.

Tom wrapped his arms around Mary.

Tom, Mary'ye sarıldı.

She wrapped herself in a blanket.

Kendini bir battaniyeye sardı.

I wrapped myself in a blanket.

Kendimi bir battaniyeye sardım.

Tom wrapped himself in a blanket.

Tom kendini bir battaniye ile sardı.

I'd like to have that gift wrapped.

O hediyeyi sardırmak istiyorum.

My mother wrapped the sandwiches in paper.

Annem sandviçleri kağıda sardı.

She wrapped her baby in a blanket.

Bebeğini bir battaniyeye sardı.

The salesgirl wrapped the gift for me.

Tezgahtar kız hediyeyi benim için sardı.

Tom wrapped a towel around his waist.

Tom beline bir havlu sardı.

I wrapped my arms around his waist.

Kollarımı onun beline sardım.

Tom wrapped his jacket around Mary's shoulders.

Tom ceketini Mary'nin omuzlarına sardı.

Tom wrapped himself in a warm blanket.

Tom kendini sıcak bir battaniyeye sardı.

She wrapped her sandwich in plastic wrap.

Sandviçini streç filme sardı.

She wrapped her arms around his neck.

O, kollarını onun boynuna sardı.

The octopus wrapped itself around its prey.

Ahtapot kendini avının etrafına sardı.

Tom wrapped his arm around her shoulder.

Tom kolunu onun omuzuna sardı.

Mary wrapped the blanket around her shoulders.

Mary battaniyeyi omuzlarına sardı.

Tom wrapped the blanket around Mary's shoulders.

Tom battaniyeyi Mary'nin omuzlarına sardı.

Sami wrapped Layla's body in a blanket.

Sami, Leyla'nın cesedini bir battaniyeye sardı.

Have you wrapped all your Christmas presents?

Bütün noel hediyelerini paketledin mi?

Tom wrapped the package with brown paper.

Tom paketi kahverengi kağıtla sardı.

Have you wrapped up her presents yet?

Onun hediyelerini daha paketlemedin mi?

He was always wrapped by a dangerous air.

O her zaman tehlikeli bir hava tarafından sarılmıştı.

He was always wrapped by a dark air.

O her zaman karanlık bir havayla sarılır.

The library is wrapped in almost complete silence.

Kütüphane neredeyse tam bir sessizliğe büründü.

Mary wrapped her arms tightly around her chest.

Mary kollarını sıkıca göğsüne sardı.

He was always wrapped by a mysterious air.

O her zaman gizemli bir hava tarafından sarılır.

She wrapped her sandwich using Tom's tinfoil hat.

Tom'un kalay folyo şapkasını kullanarak sandviçini sardı.

Tom certainly has Mary wrapped around his finger.

Tom kesinlikle parmağını Mary'ye sardırdı.

And wrapped it in string or sheepskin or paper

ve onu koyun derisi veya kağıdın içine sardılar,

Tom unfolded the blanket and wrapped it around himself.

Tom battaniyeyi açtı ve onu kendi etrafına sardı.

I have a gift that needs to be wrapped.

Paketlenmesi gereken bir hediyem var.

Tom wrapped the package and tied it with strings.

Tom paketi sardı ve iplerle bağladı.

The baby wrapped his tiny hand around Tom's finger.

Bebek küçücük elini Tom'un parmağına sardı.

She wrapped the package and tied it with strings.

Paketi sarıp iple bağladı.

And my mom made this meatloaf that she wrapped in bacon

Annem, yağlı yumurtalı noodle ile birlikte

Russia is a riddle wrapped in a mystery inside an enigma.

Rusya, bir muammanın içindeki gizemle sarılmış bir bilmece.

I ate a banana wrapped in edible rice paper and caramel.

Ben yenilebilir pirinç kağıdı ve karamele sarılmış bir muz yedim.

Before transport, a layer of plastic was wrapped around the package.

Taşınmadan önce paketin etrafına plastik bir tabaka sarıldı.

Tom wrapped the present he was going to give to Mary.

Tom Mary'ye vereceği hediyeyi sardı.

The man carried a rabbit wrapped in a towel in his arms.

Adam, kollarında bir havluya sarılmış bir tavşan taşıyordu.

Mary sat on the floor and wrapped her arms around her knees.

Mary yerde oturdu ve kollarını dizlerinin etrafına sardı.

Tom stepped out of the shower and wrapped a towel around his waist.

Tom duştan çıktı ve kalçasının etrafına bir havlu sardı.

- He put his arm around her waist.
- He wrapped his arms around her waist.

Kollarını onun beline doladı.

Mary wrapped a hot water bottle in a towel and placed it on Tom's forehead.

Mary bir sıcak su şişesini bir havluyla sardı ve onu Tom'un alnına yerleştirdi.

Tom wrapped the ice pack in a damp towel and placed it on his thigh.

Tom buz paketini nemli bir havluyla sardı ve onu uyluğu üzerine yerleştirdi.

My arms are just balancing. Having the rope wrapped around my foot that allows me to push up.

Kollarımı denge için kullanıyorum. Ayaklarımı da halata dolayıp kendimi yukarı itiyorum.

And just wrapped it in this extraordinary cloak around her and then stared at me out of the little gap.

etrafına sararak olağanüstü bir pelerin oluşturdu ve aradaki küçük boşluktan bana baktı.

After the iron had cooled off, Mary wrapped the electrical cord around the iron, put the iron back on the shelf, folded up the ironing board, and put it away back in the closet.

Ütü soğuduktan sonra Mary elektrik kablosunu ütüye sardı, ütüyü tekrar rafa koydu, ütü masasını katladı ve onu yine dolaba kaldırdı.

The enchantress clutched Rapunzel's beautiful tresses, wrapped them twice round her left hand, seized a pair of scissors with the right, and snip, snap, they were cut off, and the lovely braids lay on the ground.

Cadı, Rapunzel'in saçlarını sol eline iki kez doladı, diğer eline aldığı makasla o güzelim örgüleri teker teker kesti, hepsi kesik halde yerde öylece duruyordu.