Translation of "Herself" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Herself" in a sentence and their turkish translations:

- She contradicts herself constantly.
- She constantly contradicts herself.

O sık sık kendisiyle çelişiyor.

- She has marginalized herself.
- She has marginalised herself.

O kendini yalnız bıraktı.

She's enjoying herself.

O gününü gün ediyor.

She hates herself.

O kendinden nefret ediyor.

Mary scratched herself.

Mary kendini kaşıdı.

She redeems herself.

O kendisini kurtarır.

Mary blamed herself.

Mary kendini suçladı.

- She herself did the homework.
- She did the homework herself.

Ödevi kendi yaptı.

She knows herself well.

O kendini iyi tanır.

She dressed herself quickly.

O, çabucak giyindi.

Yuriko Himekusa killed herself.

Yuriko Himekusa kendini öldürdü.

She tried it herself.

Onu kendisi denedi.

Laurie is expressing herself.

Laurie kendini ifade ediyor.

She can't control herself.

O kendini kontrol edemiyor.

Karen went there herself.

Karen oraya kendisi gitti.

She lives by herself.

O yalnız başına yaşıyor.

She is herself again.

O yine kendisidir.

She dresses herself quickly.

Çabucak üstünü giyinir.

She herself went there.

O oraya kendisi gitti.

She's talking to herself.

O kendi kendine konuşuyor.

Mary hurt herself yesterday.

Mary dün kendini incitti.

She herself helped him.

O, kendisi ona yardım etti.

She went there herself.

Oraya kendisi gitti.

Layla turned herself in.

Leyla içine kapandı.

Layla was torturing herself.

Leyla kendine işkence ediyordu.

Mary is deluding herself.

Mary kendini avutuyor.

Mary mentally kicked herself.

Mary zihinsel olarak kendini tekmeledi.

She didn't kill herself.

Kendini öldürmedi.

- She felt herself lifted up.
- She felt herself being lifted up.

- Kendini kaldırılmış hissetti.
- Kız ona nankörlük ettiğini hissetti.

- She was fond of talking about herself.
- She liked talking about herself.

Kendinden bahsetmeyi severdi.

And she never devalued herself.

ve kendini hiç değersiz görmemişti.

And she thought to herself,

ve kendi kendine

She composed herself before speaking.

O konuşmadan önce kendini yatıştırdı.

She had to go herself.

Kendi gitmek zorunda kaldı.

She reluctantly went by herself.

O istemeden tek başına gitti.

She is muttering to herself.

O kendi kendine mırıldanıyor.

She is not herself today.

O, bugün kendinde değil.

She went there by herself.

O, oraya yalnız gitti.

She stayed here by herself.

O, burada tek başına kaldı.

My mother lives by herself.

Anne tek başına yaşıyor.

She tried to kill herself.

Kendini öldürmeyi denedi.

She shouldn't go by herself.

O tek başına gitmemeli.

Mary is traveling by herself.

Mary kendi başına seyahat ediyor.

She washed the dishes herself.

O, bulaşıkları kendisi yıkadı.

Yumi went there by herself.

Yumi oraya kendi gitti.

She's found herself a boyfriend.

O kendine bir erkek arkadaş buldu.

She cooked the dinner herself.

O, akşam yemeğini kendisi pişirdi.

She attempted to kill herself.

O, kendini öldürmeye teşebbüs etti.

She was angry at herself.

O kendisine kızgındı.

She's depressed and cuts herself.

O depresif ve kendini keser.

She had to kill herself.

O kendini öldürmek zorunda kaldı.

She called herself a deist.

O kendini bir deist olarak adlandırdı.

She lived there by herself.

O, orada tek başına yaşadı.

My grandmother lives by herself.

- Büyükannem tek başına yaşıyor.
- Ninem tek başına yaşıyor.

She's always satisfied with herself.

O her zaman kendisiyle memnundur.

She introduced herself to them.

O, kendini onlara tanıttı.

Tom believes Mary killed herself.

Tom Mary'nin kendini öldürdüğüne inanıyor.

The little girl washed herself.

Küçük kız kendini yıkadı.

She adapts herself to circumstances.

Kendini şartlara uyduruyor.

She injured herself while dancing.

Dans ederken kendini incitti.

She takes herself very seriously.

O, kendini çok ciddiye alır.

Jane wrote the letter herself.

Jane mektubu kendisi yazdı.

Mary bought herself a microscope.

Mary kendine bir mikroskop satın aldı.

The woman is grooming herself.

Kadın kendine bakar.

She devoted herself to him.

O, kendini ona adadı.

She disguised herself as him.

O, kendini o olarak gizledi.

She abandoned herself to drinking.

O kendini içmeye bıraktı.

Mary likes hearing herself talk.

Mary kendi konuştuğunu duymaktan hoşlanıyor.

Mary tried to compose herself.

Mary kendini toparlamaya çalıştı.

Is she talking to herself?

O kendi kendine mi konuşuyor?

She only cares about herself.

O sadece kendini umursar.

She thinks she knows herself.

O kendini tanıdığını düşünüyor.

Layla refused to explain herself.

Leyla kendini açıklamayı reddetti.

Layla wanted to kill herself.

Leyla kendisini öldürmek istedi.

Layla intended to kill herself.

Leyla kendini öldürmeyi tasarladı.

Layla cut herself cutting vegetables.

Leyla sebze keserken kendini kesti.

Layla was a hooker herself.

Leyla'nın kendisi bir fahişeydi.

Layla prepared herself to die.

Leyla kendini ölmek için hazırladı.

Mary considered herself a gamer.

Mary kendini bir oyuncusu olarak gördü.

Mary goes everywhere by herself.

Mary her yere kendi başına gider.

Mary killed herself in Boston.

Mary Boston'da intihar etti.

Tom left Mary by herself.

Tom, Mary'yi kendi başına bıraktı.

She hanged herself in jail.

Hapiste kendini astı.

Tom said Mary killed herself.

Tom Mary'nin kendini öldürdüğünü söyledi.

- Tom said that Mary was enjoying herself.
- Tom said Mary was enjoying herself.

Tom Mary'nin eğlendiğini söyledi.

Mary prided herself on her beauty.

Mary güzelliği ile övündü.

Mayuko designed a dress for herself.

Mayuko kendisi için bir elbise tasarladı.

Betty laid herself on the bed.

Betty kendini yatağa attı.

Nancy can't decide anything for herself.

Nancy kendisi için hiçbir şeye karar veremez.