Translation of "Wild" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Wild" in a sentence and their turkish translations:

Wild!

Vahşi.

Especially wild creatures.

Özellikle vahşi hayvanlara karşı.

That's pretty wild.

O oldukça vahşi.

Let's get wild.

Hadi azıtalım.

He's running wild.

O vahşice koşuyor.

This is wild.

Bu vahşi.

Isn't it wild?

Vahşi değil mi?

Isn't that wild?

O vahşi değil mi?

It's pretty wild.

Oldukça vahşi.

That's so wild.

Bu çok vahşi.

- I'm afraid of wild animals.
- I'm scared of wild animals.
- I am afraid of wild animals.

Vahşi hayvanlardan korkarım.

He is often wild.

O, çoğunlukla vahşidir.

She's wild in bed.

O, yatakta vahşidir.

Take a wild guess.

Kaba bir tahminde bulunun.

The class went wild.

Sınıf çıldırdı.

The audience went wild.

Seyirci çıldırdı.

It's a wild guess.

Bu kaba bir tahmin.

Foxes are wild animals.

Tilkiler yabani hayvanlardır.

I like wild flowers.

Kır çiçeklerini severim.

- Come over!
- Come!
- Wild!

Gel!

Don't feed wild animals.

Vahşi hayvanları beslemeyin.

I'm not that wild.

O kadar vahşi değilim.

Children are sometimes wild.

Çocuklar bazen vahşidir.

Mary is acting wild.

Mary vahşi davranıyor.

These boys are wild.

Bu çocuklar vahşi.

These girls are wild.

Bu kızlar vahşi.

The crowd went wild.

Kalabalık çıldırdı.

I'm observing wild birds.

Ben yabani kuşları gözlemliyorum.

Tom really went wild.

Tom gerçekten vahşileşti.

- I'm afraid of wild animals.
- I am afraid of wild animals.

Vahşi hayvanlardan korkarım.

With wild animals carrying viruses

virüs taşıyan yabani hayvanlarla aramızda

The wild wind was blowing.

Vahşi rüzgar esiyordu.

I like studying wild flowers.

Kır çiçeklerini öğrenmeyi seviyorum.

Let your imagination run wild.

Hayal gücünü serbest bırak.

Not all animals are wild.

- Her hayvan vahşi değildir.
- Tüm hayvanlar vahşi değildir.

Wild animals live in forests.

Yabanî hayvanlar ormanda yașar.

The party was pretty wild.

Parti oldukça tenhaydı.

Tom took a wild guess.

Tom kafadan attı.

The kids are running wild.

Çocuklar vahşice koşuyor.

She dreamt about wild jaguars.

Vahşi Jaguarlar hakkında rüya gördü.

Don't be so wild, Jack.

Çok vahşi olma Jack.

I'm scared of wild animals.

- Vahşi hayvanlardan korkarım.
- Yabani hayvanlardan korkarım.

I am watching wild birds.

Yabani kuşları izliyorum.

Welcome to the Wild West.

- Vahşi Batı'ya hoş geldiniz.
- Vahşi Batı'ya hoş geldin.

Tom is a wild man.

Tom vahşi bir adamdır.

Perth is Australia's Wild West.

Perth, Avustralya'nın Vahşi Batısıdır.

It was a wild night.

Vahşi bir geceydi.

- This area abounds in wild animals.
- There are many wild animals in this area.

Bu alanda birçok yabani hayvanlar var.

- Watching wild birds is great fun.
- Watching wild birds is a lot of fun.

Yaban kuşlarını izlemek çok eğlenceli.

Only 14,000 remain in the wild.

Vahşi doğada sadece 14.000 pars kaldı.

Pick your battles in the wild.

Vahşi doğada gireceğiniz mücadeleleri dikkatli seçin.

That wild man in the chaps ...

Kovboy kostümlü o vahşi adam...

It was a wild goose chase.

Boşa kürek çekmekti.

He has too many wild ideas.

Onun pek çok vahşi fikirleri vardır.

Her anxiety almost drove her wild.

Onun korkusu neredeyse onu çılgına çevirdi.

Tom was killed by wild animals.

Tom vahşi hayvanlar tarafından öldürüldü.

Don't let your imagination run wild.

Hayal gücünüzün vahşileşmesine izin vermeyin.

A fox is a wild animal.

Tilki vahşi bir hayvandır.

Wild animals live in the jungle.

Vahşi hayvanlar ormanda yaşarlar.

Things are about to get wild.

Ortalık vahşileşmek üzere.

Wild animals live in the forest.

- Vahşi hayvanlar ormanda yaşarlar.
- Yabani hayvanlar ormanda yaşar.

Nothing grew there besides wild lavender.

Orada vahşi lavantanın dışında hiçbir şey yetişmiyordu.

He raged like a wild beast.

O, vahşi bir hayvan gibi kudurdu.

This kind of rose grows wild.

Bu gül çeşidi, yabani olarak yetişir.

That girl just drives me wild.

Şu kız beni çıldırtıyor.

Watching wild birds is great fun.

Yabani kuşları izlemek çok eğlenceli.

Look out for the wild dog!

Vahşi köpeğe dikkat edin!

Let me take a wild guess.

Vahşi bir tahmin yapalım.

Layla heard the wild dogs howling.

- Leyla vahşi köpeklerin uluduğunu duydu.
- Leyla vahşi köpeklerin ulumasını duydu.

Skura yearned for the wild life.

Skura yaban hayatı için can atıyordu.

He was very wild in his youth.

O, gençliğinde çok vahşiydi.

There are many wild animals around here.

Buralarda bir sürü vahşi hayvan var.

She was bitten by a wild animal.

Vahşi bir hayvan tarafından ısırıldı.

Are there still wild bears in Germany?

Almanya'da hâlâ yabani ayılar var mı?

I think it's a wild goose chase.

Sanırım bu bir zaman kaybı.

Tom was attacked by a wild turkey.

Tom'a vahşi bir hindi tarafından saldırıldı.

He knows a lot about wild animals.

- O vahşi hayvanlar hakkında çok şey bilir.
- Vahşi hayvanlar konusunda bilgisi çoktur.

Tom was trampled by a wild hippopotamus.

Tom vahşi bir su aygırı tarafından ezildi.

Millions of wild animals live in Alaska.

Alaska'da milyonlarca vahşi hayvan yaşıyor.

The field is full of wild flowers.

Tarla kır çiçekleriyle dolu.

The singer was killed by wild coyotes.

Şarkıcı vahşi çakallar tarafından öldürüldü.

Tom was bitten by a wild animal.

Tom vahşi bir hayvan tarafından ısırıldı.

Wild boars have dug up my garden.

Yaban domuzları bahçemi kazdı.

John's food was grasshoppers and wild honey.

Yahya'nın yiyecekleri çekirge ve vahşi baldı.

Isn't it dangerous to eat wild mushrooms?

Yabani mantar yemek tehlikeli değil mi?

Barsoom was the biggest Martian town. It had the fanciest saloon. It was the Wild, Wild Red.

Barsoom en büyük Mars kentiydi. En süslü salona sahipti. Orası Vahşi, Vahşi Kırmızıydı.

- It's not legal to keep wild animals as pets.
- It isn't legal to keep wild animals as pets.

Vahşi hayvanları evcil hayvanlar olarak tutmak yasal değil.

The wild thing that happened on that trip

Bu yolculukta yaşadığım inanılmaz şey,

People are now steadily creeping into wild spaces,

insanlar artık adım adım vahşi alanlara girmeye başladı.

The wild intruder finally sedated by veterinary staff

Vahşi istilacı sonunda veterinerler tarafından yatıştırılıyor

In the wild, they roost in tree hollows.

Vahşi doğada ağaç kovuklarına tünerler.

Avoiding the environments of virus-bearing wild animals

virüs taşıyan yabani hayvanların ortamlarından uzak durmak

I found some wild mushrooms under the log.

Kütüğün altında bazı yabani mantarlar buldum.

He wants to go back to the wild.

O, vahşi hayata geri dönmek istiyor.