Translation of "Especially" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Especially" in a sentence and their turkish translations:

especially stress.

özellikle stresten.

-- especially blaming others --

--özellikle diğer insanları--

especially for me.

özellikle benim için.

especially in education.

özellikle eğitimde.

Especially wild creatures.

Özellikle vahşi hayvanlara karşı.

- It is not especially hot today.
- It isn't especially hot today.
- It's not especially hot today.

Bugün özellikle sıcak değildir.

especially in our democracy.

özellikle de bizim demokrasimize.

especially against those gangs,

örgütlenmeye başlamıştı.

especially in this regard

özellikle bu konuda

He especially likes swimming.

O özellikle yüzmeyi seviyor.

She especially likes music.

O, özellikle müzik sever.

Coal is especially important.

Kömür özellikle önemlidir.

This is especially worrisome.

Bu özellikle endişe vericidir.

I especially like licorice.

Özellikle meyankök seviyorum.

especially in my white community.

özellikle benim beyaz toplumumda.

And tonight is especially hectic.

Ayrıca bu gece daha da bir şatafatlı.

especially when you're sentencing them.

özellikle o kişiyi cezalandırıyorsanız.

Especially do not feign affection.

Özellikle şefkat göstermeyin.

Antique carpets are especially valuable.

- Antik halılar özellikle kıymetlidir.
- Antika halılar özellikle değerlidir.

It is especially hot today.

Hava bugün özellikle çok sıcak.

I love music, especially rock.

Müziği, özellikle Rock'ı seviyorum.

He likes vegetables, especially cabbage.

O, sebzeleri sever, özellikle lahanayı.

I'm especially concerned about Tom.

Özellikle Tom hakkında endişeliyim.

This story is especially interesting.

Bu hikaye özellikle ilginçtir.

I feel especially good today.

Bugün özellikle iyi hissediyorum.

That's especially true right now.

Bu şimdi özellikle doğru.

"Everyone makes mistakes." "Especially idiots!"

"Herkes hata yapar..." "Bilhassa ahmaklar!"

I love animals especially cats.

Ben hayvanları özellikle kedileri severim.

That's especially true in Boston.

Bu özellikle Boston'da doğrudur.

Russia and, especially, the United States,

Rusya ve özellike de Amerika Birleşik Devletleri,

especially my white brothers and sisters,

ve kız kardeşlerimizin bu gönül işiyle,

especially in the last few years.

özellikle son birkaç yıl içinde.

especially to junior staff and nurses.

hep saygısız olan bir doktordan bahsetti.

Continent, especially, of course the youngest.

kıta, özellikle de en genç olanı.

I'm especially pleased to meet you.

Seninle tanıştığıma özellikle memnun oldum.

I especially like your chocolate cake.

Özellikle çikolatalı kekini seviyorum.

I like music, especially classical music.

Müziği severim, özellikle de klasik müziği.

It is especially cold this morning.

Bu sabah özellikle soğuk.

We experienced an especially difficult winter.

Biz özellikle zor bir kış geçirdik.

We had an especially harsh winter.

Biz özellikle sert bir kış geçirdik.

We had an especially difficult winter.

Özellikle zor bir kışımız vardı.

I cooked this especially for you.

Bunu özellikle senin için pişirdim.

I love all berries, especially strawberries.

Bütün yumuşak meyveleri severim, özellikle çilekleri.

He is especially frightened of dogs.

O, özellikle köpeklerden korkar.

Kocaeli, especially Gebze, are industrial areas.

Kocaeli, özellikle Gebze, sanayi bölgeleridir.

Tom was especially good at that.

Tom onda özellikle iyiydi.

This is especially true in Boston.

Bu özellikle Boston'da geçerlidir.

Don't trust anyone, especially not women.

Kimseye güvenmeyin, özellikle de kadınlara.

especially refugees seeking help at our borders,

sınırlarımızda yardım arayan mülteciler olmak üzere

especially in a culture that values virginity.

regl hakkında konuşmak bile kültürel bir tabu.

Large plunder is taken, especially military equipment.

Yüksek oranda ganimet ele geçiriliyor, özellikle askeri ekipman.

Especially in the long grass. Halfway there.

Hele ki yüksek çalıların arasında. Yolu yarıladılar.

Especially if that woman is a Turk

Hele ki o kadın bir Türk ise

, especially carbon dioxide, as the most greenhouse

küresel ısınmaya başladı . Sera gazlarının neden olduğu ısınmanın

I like walking, especially in the morning.

Özellikle sabahları yürümeyi severim.

Tom especially likes going to Italian restaurants.

Tom özellikle İtalyan restoranına gitmeyi sever.

Chinese children are especially good at maths.

Çinli çocuklar özellikle matematikte iyidirler.

We liked the food, especially the fish.

Biz yemeği sevdik, özellikle balığı.

Autumn is when food is especially delicious.

Sonbahar, yiyeceklerin özellikle lezzetli olduğu zamandır.

I like listening to music, especially jazz.

- Müzik dinlemeyi severim, özellikle caz.
- Müzik dinlemeyi severim, özellikle de caz.

Especially older ones, like Oakmont Country Club,

Özellikle Oakmont Country Club gibi büyükler,

Known especially for how she composes vocals.

özellikle vokal bestelemekte tanınan biri.

Mary especially liked Tom's sentences about squirrels.

Mary özellikle Tom'un sincaplarla ilgili sözlerini beğendi.

I especially like the smell of lilacs.

Ben özellikle leylağın kokusunu severim.

I love chocolates, especially those with nuts.

Çikolataları severim, özellikle fındıklı olanları.

This is designed especially for young people.

Bu özellikle genç insanlar için tasarlanmıştır.

This book is especially difficult to read.

Bu kitabı okumak özellikle zor.

She misses him, especially on rainy days.

O, onu özlüyor, özellikle yağmurlu günlerde.

I hate working late, especially on Fridays.

Geç saatlerde, özellikle cuma günleri çalışmaktan nefret ediyorum.

Working in such conditions was especially difficult.

Böyle koşullarda çalışmak özellikle zordu.

especially if it involves family members and friends.

özellikle de eğer aile üyelerini ve arkadaşları içeriyorsa.

especially when they don't usually make people leaders.

özellikle de bu özellikler genellikle insanları lider yapmadığında.

And maybe, especially, people sort of like me,

Hatta özellike benim gibi

Mary is obsessed with animals, and especially squirrels.

Mary hayvanlara kafayı takmış ve özellikle sincaplara.

Prediction is very difficult, especially about the future.

Tahmin çok zordur, özellikle gelecek hakkında.

It is especially difficult for people like me.

Bu özellikle benim gibi insanlar için zor.

I especially liked the last song you sang.

Özellikle söylediğin son şarkıyı sevdim.

Tom, I especially wanted to talk to you.

Tom, ben özellikle seninle konuşmak istedim.

The busses are especially crowded during rush hour.

Otobüsler özellikle işe gidiş geliş saatlerinde kalabalıktır.

They heard a speech written especially for them.

Onlar için özellikle yazılmış bir konuşma duydular.

Freedom of speech is especially important to broadcasters.

İfade özgürlüğü özellikle yayıncılar için önemlidir.

Turkey relies heavily on imports, especially for energy.

Türkiye özellikle de enerji alanında dışa bağımlı.

I have showed especially Korea and the developed countries.

Kore ile gelişmiş ülkeleri özellikle koydum.

especially when they spoke out against the status quo.

bastırmak ve muhalifleri dışlamak için kullandılar.

Draft beer tastes especially good on a hot day.

Fıçı birasının tadı sıcak bir günde özellikle iyidir.

I especially like cloudy skies, why? I don't know.

Özellikle bulutlu günleri severim, neden? Bilmiyorum.

Acne is a very common problem, especially among teenagers.

Akne, özellikle gençler arasında çok yaygın bir sorundur.

Tom wasn't an especially good student in high school.

Tom lisede özellikle iyi bir öğrenci değildi.

I have difficulty understanding abstract modern art, especially Mondrian.

Soyut modern sanatı anlamada güçlük çekiyorum, özellikle Mondrian.

I will listen to you, especially when we disagree.

Özellikle aynı fikirde olmadığımızda, seni dinleyeceğim.

"Do you like sports?" "Yes, I especially like baseball."

"Spordan hoşlanır mısın?" "Evet, özellikle beyzboldan hoşlanırım.