Translation of "Victim" in Turkish

0.028 sec.

Examples of using "Victim" in a sentence and their turkish translations:

They never cried victim.

Onlar asla mağdur edebiyatı yapmadı.

Don't blame the victim.

Mağduru suçlama!

I'm the victim here.

Ben burada mağdurum.

She identified the victim.

O, kurbanın kimliğini tespit etti.

Tom is the victim.

Tom kurban.

Don't be a victim.

- Bir mağdur olmayın.
- Mağdur olmayın.

Stop being the victim.

Kurban olmayı bırak.

Why blame the victim?

Kurbanı neden suçluyorsun?

Who was the victim?

Kurban kimdi?

Sami found another victim.

Sami başka bir kurban buldu.

Sami was the victim.

Sami kurbandı.

Sami was a victim.

Sami bir kurbandı.

Tom wasn't the only victim.

Tom tek kurban değildi.

Tom was the third victim.

Tom üçüncü kurbandı.

She is not the victim.

O kurban değil.

Stop acting like a victim.

Bir mağdur gibi davranmayı bırak.

One other victim remains hospitalized.

Bir başka kurban, hastanede kalmaya devam ediyor.

Neither victim has been identified.

Hiçbir kurbanın kimliği tespit edilmedi.

The victim hasn't been identified.

Kurbanın kimliği tespit edilmedi.

The victim hasn't been named.

Kurban adlandırılmadı.

I'm not the victim here.

- Ben burada kurban değilim.
- Burada mağdur değilim.

There's possibly a second victim.

Olası bir ikinci kurban var.

Layla was already a victim.

Leyla zaten bir kurbandı.

Sami didn't became a victim.

Sami bir kurban olmadı.

Or been the victim of infidelity,

veya sadakatsizlik kurbanı olduysanız

Victim support arrived at our door

Mağdur desteği kapımıza geldi

The victim was crippled by dogs.

Kurban köpekler tarafından sakat bırakılmıştı.

Was the victim male or female?

Kurban erkek mi yoksa kadın mıydı?

You're a victim of the system.

Sen bir sistem kurbanısın.

Tom loves to play the victim.

Tom kurbanı oynamayı sever.

Who would be its next victim?

Onun bir sonraki kurbanı kim olacaktı?

The victim didn't have to testify.

Kurban tanıklık etmek zorunda değildi.

You're the victim of a hoax.

Sen bir aldatmaca kurbanısın.

I don't consider myself a victim.

Kendimi kurban olarak görmüyorum.

Fadil will be Dania's next victim.

Fadıl, Dania'nın bir sonraki kurbanı olacak.

Sami knew where the victim lived.

- Sami kurbanın nerede yaşadığını biliyordu.
- Sami kurbanın yaşadığı yeri biliyordu.

A young pup is an ideal victim.

Ufak bir yavru ideal bir kurbandır.

The tarantula seized its victim very quickly.

Tarantula kurbanını çok çabuk yakaladı.

Who is the victim of the accident?

Kazanın kurbanı kimdir?

You don't have to be a victim.

Bir kurban olmak zorunda değilsiniz.

Tom was the victim of a pickpocket.

Tom bir yankesicinin kurbanıydı.

Tom was the victim of a homicide.

Tom bir cinayetin kurbanıydı.

He's a victim of his own success.

O kendi başarısının bir kurbanı.

She's a victim of her own success.

O kendi başarısının bir kurbanı.

He fell victim to his own ambition.

Hırsının kurbanı oldu.

Tom was an innocent victim of circumstance.

Tom durumun masum bir kurbanıydı.

The victim was identified as Dan Anderson.

Kurban Dan Anderson olarak tespit edildi.

I was a victim of a pickpocket.

Bir yankesici kurbanıydım.

The firefighter helped the car-accident victim.

İtfaiyeci araba-kazası kurbanına yardımcı oldu.

Tom is a victim of identity theft.

Tom kimlik hırsızlığının bir kurbanı.

Fadil may not be the only victim.

Fadıl'ın tek kurbanı olmayabilir.

Tom may not be the only victim.

Tom, tek kurban olmayabilir.

The victim was identified as Tom Jackson.

Kurban Tom Jackson olarak tanımlandı.

Layla is always playing the victim role.

Leyla her zaman mağdur rolünü oynuyor.

Layla was the victim of a rape.

Leyla tecavüz kurbanıydı.

Sami was the victim of a murder.

Sami bir cinayetin kurbanıydı.

Tom was the victim of a crime.

Tom bir suçun kurbanıydı.

Sami found the perfect victim in Layla.

Sami mükemmel kurbanı Leyla'da buldu.

Sami was a victim of Layla's manipulation.

Sami, Leyla'nın manipülasyonunun bir kurbanıydı.

Tom was the victim of identity theft.

- Tom kimlik hırsızlığının kurbanıydı.
- Tom bir kimlik hırsızlığının kurbanıydı.

The victim was shot at close range.

Kurban yakın mesafeden vurulmuş.

She's the victim of a terrible crime.

Korkunç bir suçun kurbanı.

He fell a victim to his own ambition.

Kendi hırsının kurbanı oldu.

Tom was the victim of a 419 fraud.

Tom, 419 dolandırıcılığı kurbanıydı.

Tom was the victim of an extortion attempt.

Tom bir gasp girişimi kurbanıydı.

He fell a victim to a deadly disease.

Ölümcül bir hastalığa kurban gitti.

Tom was the victim of a heinous crime.

Tom iğrenç bir suçun kurbanıydı.

The police believe the victim knew his killer.

Polis kurbanın katilini tanıdığına inanıyor.

The victim was stabbed repeatedly by the killer.

Kurban katil tarafından defalarca bıçaklandı.

The burglar pointed his gun at the victim.

Soyguncu silahını kurbana doğrulttu.

The second victim was identified as Dan Anderson.

İkinci kurban Dan Anderson olarak tespit edildi.

It's strange that no one knows the victim.

Kurbanı kimsenin bilmemesi tuhaf.

Tom is the victim of a terrible crime.

Tom korkunç bir suçun kurbanı.

The victim died at a hospital in Boston.

Kurban, Boston'daki bir hastanede hayatını kaybetti.

Layla was the victim of a sexual assault.

Leyla bir cinsel saldırı kurbanıydı.

Layla was victim to Sami's every perverse whim.

Leyla, Sami'nin her sapık hevesinin kurbanıydı.

Sami is not a victim. He's a survivor.

Sami kurban değil. O bir felaketzede.

First of all because it puts women as victim.

Çünkü her şeyden önce bu kadınları kurban ilan etmektir.

You're no less a victim than anyone else here.

Burada başka hiç kimseden daha az kurban değilsin.

Tom was a victim of molestation as a child.

Tom çocukken bir taciz kurbanıydı.

Tom was the victim of a random sniper attack.

- Tom serseri bir keskin nişancı saldırısının kurbanıydı.
- Tom rastgele bir keskin nişancı saldırısının kurbanıydı.

This company is a victim of its own success.

Bu şirket kendi başarısının kurbanıdır.

The victim had been beaten up and left for dead.

Kurban dövülmüş ve ölüme terk edilmiş.

From there, women’s pockets fell victim to fashion over function:

kullanışlı olması modanın hezimetine uğradı.

Tom was the victim of a self-inflicted gunshot wound.

Tom kendi açtığı kurşun yarasının kurbanıydı.

The victim was identified as 22-year-old Fadil Sadiq.

Kurban 22 yaşındaki Fadıl Sadık olarak tanımlandı.

Sami still likes to portray himself as an innocent victim.

Sami hala kendini masum bir kurban olarak resmetmekten hoşlanır.

Have you ever been the victim of a violent crime?

- Sen hiç şiddet suçu kurbanı oldun mu?
- Hiç şiddete uğradınız mı?
- Hiç şiddet gördün mü?

I had become a survivor of abuse rather than a victim.

Artık bir kurban değil, cinsel istismarla baş etmiş biriydim.

Anne was the victim of an overwhelming attack of stage fright.

Anne ezici bir sahne korkusu saldırısının kurbanıydı.

Or look at the bully who learned to apologize to her victim.

Mağdur ettiği kişiden özür dileyen zorbaya bir bakın.

One victim who won’t buy into the big bad cat tag is Sanjay Gubbi.

Büyük kötü kedi etiketine rağbet etmeyen kurbanlardan biri Sanjay Gubbi.

The victim is thought to have taken a large quantity of poison by mistake.

Kurbanın yanlışlıkla büyük miktarda zehir aldığı düşünülüyor.

It appears that the victim tried to write the murderer's name with his own blood.

Kurbanın kendi kanı ile katilin adını yazmaya çalıştığı görünmektedir.