Examples of using "Tragic" in a sentence and their turkish translations:
Ne trajik!
Bu çok trajik.
Trajikti.
O çok trajik.
Bu gerçekten trajiktir.
Ne acıklı bir hikaye!
Bu gerçekten trajik.
Olan şey trajikti.
Yanni'nin ölümü trajikti.
Bu o kadar trajik değildir.
Bu acıklı bir kazaydı.
O trajik bir karakterdi.
Tom trajik bir kazada öldü.
O trajik bir uçak kazasıydı.
Trajik hata birçok kişiyi etkiledi.
Tom, Mary'nin trajik romanını isteksiz olarak yayınladı.
Sami'nin gülümsemesi trajik bir geçmişi maskeliyor.
Trajik haber, annesini delirtti.
Bu hüzünlü hikayenin trajik bir sonu vardı.
Ermeni soykırımı trajik bir olaydı.
Sami trajik ve acılı bir ölümle hayatını kaybetti.
Sami korkunç trajik bir şekilde öldü.
Prenses Diana'nın trajik ölümü dünyayı şoka uğrattı.
Annesinin trajik haberi onu yıktı.
Bu trajik olay Tom'un bütün hayatına takıldı.
Trajik haberi duyduktan sonra her ikisi de ağladı.
Fadıl trajik bir hata yapmış olduğunu fark etti.
Bu tanı bütün ailemiz için bir trajediydi
Ben trajik bir hikayeyle gözyaşlarına kapıldım.
Yüzünün solgunluğu onun trajik sonunun habercisiydi.
Çok trajik olmasaydı, komik olurdu.
Bir pusuda trajik bir ölümle karşılaştı.
Sami hâlâ Leyla'nın ölümünün trajik bir kaza olduğunu savunuyor.
hikâyede takılı kalmıştım her şey trajik görünüyordu.
Aile, genç çocuklarının trajik ölümünün yasını tuttu.
sen tekrar sıfır noktasına dönecek olan trajik bir olaysın.
Trajik haberleri duyduktan sonra, o yalnız kalmak için dışarı çıktı.
Tom her iki elini de işyerindeki trajik bir kazada kaybetti.
Onsekizinci yüzyılda yaşamış kölelerin trajik kaderinden bahsediyor.
Biz genellikle, bizimkinin aslında trajik bir çağ olduğunun söylenildiğini duyuyoruz.
Film on sekizinci yüzyıldaki kölelerin trajik kaderiyle ilgilidir.
Komedyenler şakalarını şiddetli ölüm ya da ciddi kazalar gibi trajik durumlara dayandırırlar.
Ülkemizin tarihindeki zor ve trajik bir zamanı yaşıyoruz.
boğulacağı için Venedik şehri haritadan kaybolacağı için durum daha trajik