Translation of "Toes" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Toes" in a sentence and their turkish translations:

Watch your toes.

Ayaklarınıza dikkat edin.

Wriggle your toes.

Ayak parmaklarını oynatma.

Wiggle your toes.

Ayak parmaklarınızı oynatın.

She wriggled her toes.

Ayak parmaklarını kımıldattı.

My toes are frozen.

Ayak parmaklarım dondu.

My toes are numb.

Ayak parmaklarım uyuşmuş.

My toes are freezing.

Benim ayak parmakları donuyor.

Tom wriggled his toes.

Tom ayak baş parmaklarını kımıldattı.

Tom wiggled his toes.

Tom parmaklarını oynattı.

Stay on your toes.

Ayak parmaklarında kal.

Show me your toes.

Bana ayak parmaklarını göster.

Your toes are frostbitten.

Ayak parmaklarınız donmuş.

Mary wriggled her toes.

Mary ayak parmaklarını kımıldattı.

I can't feel my toes.

Ayak parmaklarımı hissedemiyorum.

Stay on your toes, Tom.

Hazır ol, Tom.

Can I lick your toes?

Senin ayak parmaklarını yalayabilir miyim?

Don't step on my toes.

Ayak parmaklarıma basmayın.

My toes are getting numb.

Ayak parmaklarım uyuşuyor.

Can you touch your toes?

Ayak parmaklarına dokunabilir misin?

Tom can't touch his toes.

Tom ayak parmaklarına dokunamaz.

Tom's injured toes were amputated.

Tom'un yaralı ayak parmakları kesildi.

A foot has five toes.

Bir ayakta beş parmak vardır.

I can't touch my toes.

Parmaklarıma dokunamıyorum.

I can easily touch my toes.

Ayak parmaklarıma kolayca dokunabilirim.

The dancer spun on his toes.

Dansçı ayak parmaklarının üzerinde döndü.

It keeps you on your toes.

Bu sizi ayaklarınızın üzerinde tutar.

Tom struggled to touch his toes.

Tom ayak parmaklarına dokunmak için çabaladı.

Three of my toes were amputated.

Ayak parmaklarımdan üçü kesildi.

Everyone has seven fingers and three toes.

Herkesin yedi parmak ve üç ayak parmağı vardır.

You've got to be on your toes.

- Dikkatli olmalısın.
- Tetikte olmalısın.

Tom bent down and touched his toes.

Tom eğildi ve ayak parmaklarına dokundu.

Tom leaned forward and touched his toes.

Tom öne doğru eğildi ve ayak parmaklarına dokundu.

"His toes smell good," thought the dog.

Köpek "Onun ayak parmakları güzel kokuyor" diye düşündü.

I can't feel my fingers or my toes.

Parmaklarımı ya da ayak parmaklarımı hissedemiyorum.

I don't want to step on anybody's toes.

Birini rahatsız edecek şekilde davranmak istemiyorum.

I don't want to step on your toes.

Seni rahatsız etmek istemiyorum.

The doctor asked me to wiggle my toes.

Doktor ayak parmaklarımı kıpırdatmamı istedi.

I didn't mean to step on any toes.

Birinin damarına basmak istemedim.

Mary buried her toes in the warm sand.

Mary ayak parmaklarını sıcak kuma gömdü.

Tom didn't mean to step on Mary's toes.

Tom'un niyeti Mary'nin parmaklarına basmak değildi.

I don't want to step on Tom's toes.

Tom'un ayak parmaklarına basmak istemiyorum.

Tom did step on a lot of toes.

Tom birçok ayak parmağına bastı.

- Tom tried to pick up his keys with his toes.
- Tom tried to pick his keys up with his toes.

Ayak parmaklarıyla anahtarlarını almaya çalıştı.

There is no feeling in my toes at all.

Ayak parmaklarımda hiç his yok.

Can you touch your toes without bending your legs?

Dizlerini bükmeden ayak parmaklarına dokunabilir misin?

I only have four toes on my left foot.

Sol ayağımda sadece dört parmağım var.

Tom's shoes were so tight he couldn't wiggle his toes.

Tom'un ayakkabıları o kadar dardı ki o parmaklarını kıpırdatamadı.

Mary dangled her shoe off the tip of her toes.

Mary ayakkabısını ayak parmaklarının ucunda sarkıttı.

Tom rolled up his pants and dipped his toes in the water.

Tom pantolonunu sıvadı ve ayak parmaklarını suya daldırdı.

Tom didn't just sprain his ankle. He broke three of his toes.

Tom sadece ayak bileğini burkmadı. O, ayak parmaklarından üçünü kırdı.

My toes are cold. I guess I will put on my socks.

Ayak parmaklarım üşüyor. Sanırım çoraplarımı giyeceğim.

His shoes were so old that his toes were sticking out of them.

Onun ayakkabıları o kadar eskiydi ki parmakları onlardan dışarı çıkıyordu.

The child dipped his toes into the ocean to see if the water was cold.

Çocuk suyun soğuk olup olmadığını görmek için ayak parmaklarını okyanusa daldırdı.

You must be completely still and walk on your tip-toes. The baby is asleep.

Sen tamamen hareketsiz olmalısın ve parmak uçlarında yürümelisin. Bebek uyuyor.

I know from experience; playing soccer barefoot is a bad idea. You could easily end up with broken toes.

Ben deneyimimden biliyorum; yalın ayak futbol oynamak kötü bir fikir. Kolayca kırık ayak parmaklarınla son verebilirsin.

All this walking is killing the soles of my feet and my toes. I wonder if I have the right size shoes.

Bütün bu yürüme ayaklarımın tabanlarını ve ayak parmaklarımı mahvediyor. Doğru ölçüde ayakkabılar alıp almadığımı merak ediyorum.