Examples of using "Thin" in a sentence and their turkish translations:
Ne kadar ince çok incedir?
Ben zayıfım.
Ben inceyim ama çok ince değilim.
Zayıf kal.
- Sen zayıfsın.
- Zayıfsın.
Şaşırtıcı derecede ince;
O çok ince.
Onlar zayıftı.
Tom zayıf.
Zayıf görünüyorsun.
- Çok zayıfsın.
- Sen çok zayıfsın.
- Ben ince değilim.
- Ben zayıf değilim.
Ben çok zayıfım.
Ben çok inceyim.
Sen oldukça zayıfsın.
O, acı verecek şekilde zayıftı.
O, acı verecek şekilde zayıftı.
Oğlan zayıf.
Tom oldukça zayıf.
O uzun boylu ve zayıf.
Tom aşırı derecede sıskaydı.
Tom çok zayıf.
Tom'un ince dudaklar vardır.
Sanırım Tom sıska.
Onlar kısa ve zayıf.
Şişmanlama.
Aynı anda bir sürü şeyle uğraşma.
Tehlikedesin, bayım.
Tom zayıftı.
Tom zayıf, değil mi?
Bu kitap çok ince.
Neden bu kadar zayıfsın?
Duvarlar çok ince.
Tom uzun boylu ve incedir.
- Dikkatli oluyorsun.
- Temkinli davranıyorsun.
Bu ince kitap benimdir.
Bu dizüstü bilgisayar çok ince.
Tom kayıplara karıştı.
Eskiden zayıftım.
Onlar bifteklerini ince sevmezler.
Tom oldukça zayıf, değil mi?
Bu dizüstü bilgisayar çok incedir.
- Mars çok ince bir atmosfere sahiptir.
- Mars'ın çok ince bir atmosferi var.
Arkadaşım kayıplara karıştı.
Çok ince buz üstünde paten yapıyorsun.
Tom ince değildir.
Bu dizüstü bilgisayar ince ve hafif.
Merkür çok ince bir atmosfere sahiptir.
Bu pizzanın ince bir kabuğu var.
O uzun boylu, zayıf bir adamdı.
Eti ince dilimler halinde kesin.
Mary ince bluzunun içinde titredi.
- Çok ince buz üzerinde ilerliyoruz.
- Tehlikeli sularda yüzüyoruz.
Tom Mary'nin zayıf olduğunu söyledi.
Tom zayıf.
O, acı verecek şekilde zayıftı.
mükemmel arkadaşlarla onurlandırıldım.
Altın ince plakalar halinde dövüldü.
Aşkın ince olduğu yerde hatalar kalındır.
Gölün üzerinde ince bir buz tabakası vardı.
O çok zayıf olmak istiyor.
Birçok erkek de zayıflamak istiyor.
O, domatesleri ince dilimler halinde kesti.
Bu çorba benim için çok incedir.
Krep için kullanılan hamur incedir.
- Tom niye bu kadar sıska, merak ediyorum.
- Tom'un neden bu kadar zayıf olduğunu merak ediyorum.
- Tom benim kadar zayıf değil.
- Tom benim kadar ince değil.
Tom'un zayıf olduğunu biliyorum.
Buz senin ağırlığını taşıyamayacak kadar ince.
Oksijenin difüzyonu ince zarlarda daha kolay gerçekleşir
Hannibal piyadelerini ince bir hat şeklinde konumlandırıyor.
İyi ve kötü günde yanında olacağım.
Kaslar yüzlerce ince liften yapılmıştır.
Hastayken, çok zayıfladı.
Tom çok zayıf.
bu fikir havadan gelmemişti.
Bu araba bayiliğinin çok ince kar marjları var.
Fazla zayıfsın. Daha fazla yemen gerek.
Odamın duvarları fazla ince.
Tom çok sıska.
Yaşlı adamın sakalı uzun ve inceydi.
Elbise ince bir kumaştan yapılmıştır.
Bugün moda modellerinin çok zayıf olduğunu düşünüyorum.
Buz kaymak için çok ince.
Mary ince bluzunun içinde titremeye başladı.
Akreplerin dış iskeletini kaplayan ince bir katman vardır.
Soğuk, kurbağanın ince, nemli derisinden içeri sızıyor.
O, o kadar zayıftır ki bir iskelet gibi görünüyor.
Mars ince atmosferli büyük bir kayadır.
Gençken zayıftım.
Gün batımından sonra, alanın üzerinde ince bir sis belirdi.
Uçak ortadan kaybolmuş görünüyor.
Bu buz senin ağırlığına dayanamayacak kadar ince.
Büyücü kızı ince havada yüzdürdü.