Translation of "Steam" in Turkish

- I have to let off steam.
- I must let off steam.

Deşarj olmalıyım.

A cloud is condensed steam.

Bir bulut, yoğunlaşmış subuharıdır.

Where did you steam them?

Onları nerede buğuladın?

Tom has a steam shower.

Tom'un bir buhar duşu var.

The steam train abruptly stopped.

Buharlı tren aniden durdu.

The engine is driven by steam.

Motor buharla hareket ettirilir.

I was just blowing off steam.

Sadece içimi döküp rahatlıyordum.

I am working with full steam.

Ben tam gaz çalışıyorum.

I have to let off steam.

İçimi dökerek rahatlamak zorundayım.

This ship is driven by steam.

Bu gemi buhar tarafından hareket ettirilir.

There was a hiss of steam.

Bir buhar tıslaması vardı.

The steam has fogged my glasses.

Buhar benim gözlüğümü buğulandırdı.

Steam trains once ran through here.

Buharlı trenler bir zamanlar buradan geçerdi.

I saw a steam-ship yesterday.

Dün bir buharlı gemi gördüm.

Tom needs to let off some steam.

Tom içini döküp rahatlaması gerekiyor.

Steam is coming out of the engine.

Motordan buhar çıkıyor.

I needed to blow off some steam.

Biraz içimi dökmeye ihtiyacım vardı.

Steam trains were replaced by electric trains.

- Dumanlı trenler elektrikli trenlerle değiştirildi.
- Buharlı trenlerin yerini elektrikli trenler aldı.

When water boils, it turns into steam.

Su kaynadığında buhara dönüşür.

Can't you tell smoke from steam yet?

- Dumanla buharın farkını hâlâ bilmiyor musun?
- Dumanı buhardan hâlâ ayırt edemiyor musun?

The steam ship has gone out of sight.

Buharlı gemi gözden kayboldu.

I just need to blow off some steam.

Sadece biraz stres atmaya ihtiyaç duyuyorum.

- Tom suggested that I steam vegetables rather than boil them.
- Tom suggested I steam vegetables rather than boil them.

Tom, sebzeleri kaynatmak yerine onları buharda pişirmemi önerdi.

Teachers should occasionally let their students blow off some steam.

Öğretmenler bazen öğrencilerinin stres atmasına izin vermeliler.

The whistle of the steam train woke us at daybreak.

Buharlı trenin düdüğü bizi şafakta uyandırdı.

You can also ride on an old, restored, steam train.

Eski, onarılmış, buharlı bir trene de binebilirsin.

Do you know if there's a steam room anywhere around here?

Buralarda bir yerde bir sauna olup olmadığını biliyor musun?

Always use distilled water in steam irons because using ordinary water will cause a mineral build-up over time that will clog the steam holes.

Normal su kullanmak zamanla buhar deliklerini tıkayacak mineral birikmesine sebep olacağı için buharlı ütülerde her zaman damıtılmış su kullan.

We were wakened by the whistle of the steam locomotive at dawn.

Biz şafak vakti buharlı lokomotif düdüğü ile uyandırıldık.

Amédée Bollée built one of the first steam-powered automobiles in 1873.

Amédée Bollée 1873 yılında ilk buhar gücüyle çalışan otomobillerden birini yaptı.

Recently, there have been signs that the economy is picking up steam.

Son zamanlarda, ekonominin hızla geliştiğine dair sinyaller bulunmaktadır.

Tom caught Mary trying to steam open an envelope addressed to him.

Tom Mary'yi ona gönderilen bir zarfı açmak için buğulama yapmaya çalışırken yakaladı.

A steam engine is a machine by means of which heat is transformed into work.

Bir buhar makinesi onun vasıtasıyla ısının işe dönüştürüldüğü bir makinedir.

As the iron was heating up, Mary poured distilled water into the reservoir to make steam.

Ütü ısınırken Mary buhar yapmak için hazneye damıtılmış su döktü.

Horses used to pull road-rollers, but the steamroller arrived with the invention of the steam engine.

Atlar yol-silindirlerini çekerdi fakat buhar motorunun icadıyla buhar silindirleri geldi.

Steam is water changed to a gaseous form by the application of heat. It may be saturated, superheated, dry or wet.

Buhar ısı uygulanmasıyla bir gaz formuna dönüştürülebilir sudur. Bu da, ya doymuş, kızdırılmış, kuru ya da ıslak olabilir.