Translation of "Sour" in Turkish

- Lemon is sour.
- Lemons are sour.

Limonlar ekşidir.

Lemons are sour.

- Limonlar acıdır.
- Limonlar ekşidir.

Milk easily turns sour.

Süt kolayca ekşir.

The milk turned sour.

- Süt ekşidi.
- Süt ekşimiş.

The milk tastes sour.

Sütün tadı ekşi.

The milk is sour.

Süt ekşi.

This apple is sour.

Bu elma ekşi.

Her voice was sour.

Onun sesi ekşiydi.

This milk tastes sour.

Bu sütün tadı ekşi.

This apple tastes sour.

Bu elmanın tadı ekşi.

These grapes taste sour.

Bu üzümlerin tadı ekşi.

The butter tasted sour.

Tereyağının tadı ekşi.

This juice tastes sour.

Bu meyve suyu ekşidir.

The grapes are sour.

Üzümler ekşi.

Bad milk tastes sour.

Kötü sütün tadı ekşidir.

The lemon is sour.

Limon ekşi.

Sami's marriage turned sour.

- Sami'nin evliliği bozuldu.
- Sami'nin evliliği ekşiye döndü.

- Don't make such a sour face.
- Don't pull such a sour face!
- Don't make such a sour face!

Böyle ekşi bir yüz yapma.

- The milk turned sour.
- The milk tasted sour.
- The milk is rancid.

Süt ekşimiş.

Is it sweet or sour?

O, tatlı mı yoksa ekşi midir?

This orange is too sour.

Bu portakal çok ekşi.

This fruit is very sour.

Bu meyve çok ekşi.

The grapefruit tastes very sour.

Greyfurtun çok ekşi tadı var.

These oranges are very sour.

Bu portakallar çok ekşi.

This apple tastes very sour.

Bu elmanın çok ekşi tadı var.

I'd like a whiskey sour.

Bir viski kokteyli istiyorum.

Milk goes sour in heat.

Süt sıcakta bozulur.

The lemon is a sour fruit.

Limon ekşi bir meyvedir.

The grapes seem to be sour.

Üzümler ekşi gibi görünüyor.

Sweet oranges are not very sour.

Tatlı portakallar çok ekşi değildir.

This salad is not sour enough.

Bu salata yeterince ekşi değil.

Don't pull such a sour face!

Surat asmayın!

We make our own sour cream.

Kendi ekşi kremamızı yapıyoruz.

These grapes are too sour to eat.

- Bu üzümler yemek için çok ekşi.
- Bu üzümler yenmeyecek kadar ekşi.

He put sour cream in the spaghetti.

O, spagettiye ekşi krema koydu.

He likes salads that contain sour cream.

O, ekşi krema içeren salatalardan hoşlanır.

Well, things are starting to go sour here.

şey, burada işin tadı biraz kaçıyor.

The fruit is still too sour to eat.

Meyve yemek için hâlâ çok ekşi.

The orange didn't taste either sweet or sour.

Portakalın tatlı ya da ekşi tadı yoktu.

You like the slightly sour chocolates, don't you?

Hafif ekşi çikolataları seversin, değil mi?

He ate bread with sour cream and cheese.

O ekşi krema ve peynir ile ekmek yedi.

Acid fruits like pineapples and lemons are sour.

Ananas ve limon gibi asitli meyveler ekşidir.

I don't like pineapple. It smells pretty sour.

Ben ananası sevmiyorum. O oldukça ekşi kokuyor.

For me, strawberries are more sour than lemons.

Benim için, çilek limondan daha ekşidir.

- The grapes are so sour that I can't eat them.
- The grapes are so sour I can't eat them.

Üzüm o kadar ekşiydi ki onu yiyemedim.

Those grapes look sweet, but in fact they're sour.

Şu üzümler tatlı görünüyor ama aslında onlar ekşiler.

Her facial expression was more sour than a lemon.

Onun yüz ifadesi bir limondan daha ekşiydi.

His facial expression was more sour than a lemon.

Onun yüz ifadesi bir limondan daha fazla ekşiydi.

This morning I ate french fries with sour cream.

Bu sabah ekşi kremalı patates kızartması yedim.

Borscht is often garnished with dill and sour cream.

Pancar çorbası genellikle dereotu ve ekşi krema ile süslenir.

I don't like eating pineapples. They taste quite sour.

Ananas yemekten hoşlanmam. Çok ekşidirler.

What's that, little cat? Would you like some sour cream?

Ne o, küçük kedi mi? Biraz ekşi krema ister misin?

Sugar is sweet, lemon is sour... and what is bitter?

Şeker tatlıdır, limon ekşidir, peki acı nedir?

These grapes are so sour that I can't eat them.

Bu üzümler o kadar ekşi ki onları yiyemem.

I don't know how to make sweet and sour pork.

Tatlı ve ekşi domuz eti yapmayı bilmiyorum.

In the last 5 years, things started to sour for Erdogan.

Son 5 yıl içinde işler erdoğan için ekşimeye başladı

The expression on her face was more sour than a lemon.

Onun yüzündeki ifade bir limondan daha ekşiydi.

I don't like the pineapple. It has a very sour taste.

Ananası sevmiyorum. Çok ekşi bir tadı var.

I broke a small piece of cheddar cheese and dipped it in sour cream.

Ben küçük bir parça çedar peyniri kırdım ve onu ekşi krema içine daldırdım.

Persimmons are highly nutritious and a great delicacy, but sometimes you get a sour one.

Trabzon hurmaları son derece besleyicidir ve harika bir lezzeti vardır, ama bazen ekşi bir tane alırsın.