Examples of using "Sight" in a sentence and their turkish translations:
Ne harika bir manzara!
Gözüme gözükme.
Onların görüntüsünü kaybettim.
Ne muhteşem bir manzara!
Kara göründü.
Ne güzel bir manzara!
Hiç kimse görünürde değil.
Gözden uzak dur.
Gözden uzak durun.
O görme yetisini kaybetti.
O, açık görüş içinde.
- Tom tekrar görmeye başladı.
- Tom görme yetisine yeniden kavuştu.
Görüntüden korkmuştu.
Onu gözümün önünden al.
Görme, koklama ve ekolokasyon kullanan...
Güzel bir manzaraydı.
Gemi göründü.
Görüş, açıklamanın ötesinde görkemli oldu.
O görünce ürperdi.
Berbat görünüyor olmalıyım.
O onu şahsen tanır.
O hoş bir manzara değildi.
Tom gözden uzaktı.
Son görünürde.
O berbat bir manzaraydı.
Tom'u gözden kaybettim.
O görünürde yoktu.
Onu gözden kaybettik.
Onu şahsen tanıyorum.
Onun görüntüsünü kaybettim.
Hedef görüş alanında.
O garip bir manzaraydı.
Görüntüyü asla unutmayacağım.
Onu gözden kaybettim.
Ev göründü.
Onu sima olarak tanıyorum.
Onlar hiçbir yerde görünmüyorlar.
Bu görüntü ne kadar harika.
Manzarayı görmelisin.
O inanılmaz bir manzaraydı.
Tom Mary'yi gözden kaybetti.
Sami herkesi şahsen bilir.
Onları görerek yakalayamaz.
Biz onu gözden kaybettik.
O (kız) beni ilk görüşte etkiledi.
Ben görünce dehşete kapıldım.
- Görünürde kimse yoktu.
- İn cin top oynuyordu.
- Tek bir Allah'ın kulu yoktu.
- Kimsecikler yoktu.
- Etrafta hiç kimseler yoktu.
Küçük ada göründü.
Manzara benim kanımı dondurdu.
Görünce korktum.
Uçak gözden kayboldu.
Görünüşte şaşırmış gibi duruyordu.
O, o kuşu gözden kaybetti.
Gördüğünde şaşırmıştı.
Biz onun teknesini gördük.
Gemi yavaş yavaş göründü.
Onun iyi bir görme gücü vardır.
Namie Amuro gözüme ilişti.
O, kuşu gözden kaybetti.
Arkadaşlarımın görüntüsünü kaybettim.
O, onun yüzünü gördü.
Senin benden daha iyi görüşün var.
Biz onu unutamayız.
- Seni görmek ne güzel.
- Bu ne yakışıklılık!
- Bu ne güzellik böyle.
- Ortalığı yakıyorsun.
Görülecek bir manzaraydı.
Görünürde hiçbir umut yoktu.
Tom görür görmez öldürülecek.
Görünürde hâlâ bir son yok.
Onları görüş alanımdan çıkarın.
Tom'u gözümün önünden alın.
O ilk görüşte aşktı.
Görüntüden korkmuştu.
Onu gözümün önünden al.
Dün, halam görüşünü yeniden kazandı.
Tom görünce dehşete kapılmıştı.
Ben onu ilk bakışta tanıdım.
Tom şimdi gözden uzak.
Beyaz bir tekne görünmeye başladı.
Gözden uzak kalmaya çalışın.
Birbirimizi gözden kaybettik.
Tom kuşu gözden kaybetti.
Tom kızını gözden kaybetti.
Tom'u sima olarak tanıyor musun?
Gözüme görünmekten kaçındı.
Kalabalıkta onu kaybettik.
Görüş kaybolunca... ...başka bir duyu devreye girer.
Vapur şimdi görünmüyor.
Acı manzara bizi gözyaşlarına boğdu.
Onun Shibuya bakışını yakaladım.
Görmek için güzel bir manzaraydı.
Kaza onu görme yeteneğinden mahrum bıraktı.
Görünce gülmekten kendimi alamadım.
Ben görünce çok korktum.
Görünce çok şaşırdı.