Translation of "Land" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Land" in a sentence and their turkish translations:

- Mr Ford owns this land.
- Mr. Ford owns this land.

Bay Ford bu araziye sahiptir.

Land of liberty, land of the future, I salute you!

Özgürlük ülkesi, geleceğin ülkesi, seni selamlıyorum!

Disorder afflicts the land,

Kargaşa her yeri etkisi altına aldı,

Disorder afflicts the land!

Kargaşa her yeri etkisi altına aldı!

The sailors saw land.

Denizciler karayı gördü.

He owns this land.

O, bu toprağın sahibidir.

Land came in sight.

Kara göründü.

Airplanes land at airports.

Uçaklar havaalanlarında iner.

Who owns this land?

Bu toprakların sahibi kimdir?

Tom owns this land.

Tom bu araziye sahip.

You're on my land.

Sen benim toprağımdasın.

They cultivated the land.

Onlar toprağı işlediler.

Tom lost his land.

Tom topraklarını kaybetti.

This is our land.

Bu bizim arazimiz.

Whose land is this?

Bu kimin arazisi?

You can't land there.

Oraya inemezsiniz.

We need that land.

O araziye ihtiyacımız var.

I own this land.

Bu toprağa sahibim.

This land isn't ours.

Bu toprak bizim değil.

Water irrigates the land.

Su araziyi sular.

This land is hers.

Bu arazi ona aittir.

This land is Tom's.

- Bu toprak Tom'un.
- Bu arazi Tom'undur.

They lost their land.

- Topraklarını kaybettiler.
- Arazilerini kaybettiler.

This is Palestinian land.

Burası Filistin toprağı.

Arable land is land that can be used to grow crops.

Ekilebilir arazi mahsul yetiştirilebilen arazi demektir.

- He once possessed much land.
- He once had a lot of land.
- He once owned a lot of land.

Bir zamanlar onun bir sürü arazisi vardı.

- This land belongs to Mr Ikeda.
- This land belongs to Mr. Ikeda.

Bu arazi Bay Ikeda'ya aittir.

Restore harmony to the land.

her yere yeniden uyum getirecek.

Integration is expected to land

toprakla bütünleşmesi beklenir

People want to own land.

İnsanlar arazi sahibi olmak istiyor.

The land became a village.

Arazi bir köy oldu.

The land became a slum.

Arazi bir gecekondu oldu.

Planes land at the airport.

Uçaklar havalimanına inerler.

Tom sold all his land.

Tom bütün arazisini sattı.

Italy is a beautiful land.

İtalya güzel bir memlekettir.

Please get off my land.

Lütfen arazimi terk edin.

The government took our land.

Devlet topraklarımızı elimizden aldı.

This is our land now.

Bu artık bizim arazimiz.

This land belongs to us.

Bu arazi bize ait.

This land belongs to them.

Bu arazi onlara ait.

This land belongs to me.

Bu arazi bana ait.

This land belongs to her.

Bu arazi ona ait.

The land is very fertile.

Arazi çok verimlidir.

This land is my home.

Bu ülke benim evim.

This land gives good crops.

Bu arazi iyi ürün verir.

This land is my property.

Bu arazi benim mülkiyetimdir.

This land belongs to Tom.

Bu arazi Tom'a aittir.

He sold all his land.

O bütün arazisini sattı.

We are about to land.

Biz inmek üzereyiz.

Tom wanted his land back.

Tom arazisini geri istiyordu.

This land belongs to him.

Bu arazi ona ait.

Tom has inherited some land.

- Tom'a arsa miras kaldı.
- Tom'a arazi miras kaldı.

- The place is not accessible by land.
- The place isn't accessible by land.

Yere kara yoluyla ulaşılamaz.

- Tom was killed by a land mine.
- Tom got killed by a land mine.

Tom bir kara mayını tarafından öldürüldü.

land of a thousand crushed dreams.

ki akademi, binlerce kişinin hayallerinin yıkıldığı bir yerdir.

I emphasize again on our land

tekrar vurguluyorum bizim topraklarımızda

In the water and on land.

Hem suda hem de karada.

The most expensive thing is land.

En pahalı şey arazidir.

I saw land in the distance.

Uzakta arazi gördüm.

He has a lot of land.

Onun bir sürü arazisi var.

The plane will land before long.

Uçak çok geçmeden inecek.

I have a lot of land.

Benim büyük bir arazim var.

I hold a lot of land.

Benim geniş bir arazim var.

Our land is being taken over.

Bizim arazi devralınıyor.

I need to buy some land.

Biraz arazi almam gerekiyor.

This farm's land is very fertile.

Bu çiftliğin arazisi çok verimlidir.

I'm the owner of this land.

Bu arazinin sahibiyim.

Tom has a lot of land.

Tom'un bir sürü arazisi var.

Tom owns a lot of land.

Tom bir sürü araziye sahip.

America is a land of immigrants.

Amerika bir göçmenler ülkesidir.

He owns a lot of land.

O birçok araziye sahip.

Shape, distance, direction and land area.

yönde ve bulunduğu yerde değiş tokuşu beraberinde getirir.

This land is ideal for farming.

Bu toprak tarım için ideal.

He went to Italy by land.

O, kara yolu ile İtalya'ya gitti.

The eagle is about to land.

Kartal yere inmek üzere.

Why hasn't this land been developed?

Neden bu arazi geliştirilmedi?

Tom bought some land near Boston.

- Tom Boston'a yakın biraz arazi aldı.
- Tom, Boston yakınlarında arazi aldı.

Don't walk on other people's land.

Yabancıların tarlasında gezme.

Spain is the land of castles.

İspanya kaleler ülkesidir.

They own a lot of land.

Onlar birçok arazi sahibiler.

When are we going to land?

Ne zaman karaya çıkacağız?

On the horizon, I see land.

Ben ufukta kara görüyorum.

The land did not cost much.

Arazi çok fazlaya mal olmadı.

Settlers were forced off their land.

Yerleşimciler ülkelerinden kovuldular.

America is the land of opportunity.

Amerika fırsatlar ülkesidir.

He holds a lot of land.

O çok fazla arazi tutuyor.

Tom owns several acres of land.

Tom birkaç akre araziye sahiptir.

I'll never give you my land.

Topraklarımı asla sana vermeyeceğim.

I've bought some land near Boston.

Ben Boston yakınlarında biraz arazi satın aldım.

Tom has sold all his land.

Tom bütün topraklarını sattı.

He's sold all of his land.

Bütün topraklarını sattı.

Algeria has very long land borders.

Cezayir'in çok uzun kara sınırı vardır.

- Tom didn't know you owned that land.
- Tom didn't know that you owned that land.

Tom, senin o araziye sahip olduğunu bilmiyordu.

Or maybe a fish crawling onto land.

ya da sürünerek karaya çıkan bir balık hayal ederiz.