Examples of using "Shelter" in a sentence and their turkish translations:
Barınağa ihtiyacımız olacak.
Tom bir barınak inşa etti.
Bir barınak inşa ettim.
Herkes barınağa!
barınacak bir yer inşa eden sanattır.
Haydi siper alalım.
Bir barınak kuruldu.
Kendime bir barınak inşa ettim.
Bir ağacın altına sığındık.
O, yağmurdan dolayı sığınak aradı.
Sen bir ağacın altına sığındın.
Tom yağmurdan korunmak için sığınak aradı.
insanların evlerinde kapalı olması, ...
Yağmurdan buraya sığınalım.
Yağmurdan dolayı sığınak aradılar.
Sami derme çatma bir barınakta yaşıyordu.
Bir ağacın altına sığındım.
Arkadaşımın şemsiyesinin altına sığındım.
Ağaçlar evimi rüzgardan koruyorlar.
Asker sipere sığındı.
Tom sığınağa indi.
Tom evsiz sığınağında.
Yaşlı adam çocuğa barınak verdi.
Tom bir evsizler barınağında kalıyor.
Birisi tüm otobüs duraklarının camlarını kırdı.
Mary bir evsiz barınağında kalıyor.
Tom bir ahşap kulübeye sığındı.
Tom bir evsizler barınağında kalıyor.
Sığınma için acil bir ihtiyaç vardır.
Bu oldukça iyi bir doğal sığınak.
Ya da en iyi sığınağı yapabiliriz. Bir iglo!
bazen bir yere sığınmak zorundaydım.
Evsiz, serin sağanaktan korunmak için sığınak aradı.
Tom evsiz sığınağında kalıyor.
Ben bir ağacın altına sığınmak zorunda kaldım.
Bizim yiyeceğe, giyeceğe ve yaşanacak barınağa ihtiyacımız var.
Muhtemelen bu mağarayı sığınak olarak kullanıyorlar.
Dedi ki, "bana ait olan"
Cep telefonları hava saldırısı sığınağında çalışmaz.
Tom evsizler barınağında haftada iki kez gönüllüdür.
Biz yağmurdan dolayı bir ağacın altında sığındık.
Gıda, giyim ve barınak hayatta kalmanın temelleridir.
Tom ve Mary hava saldırısı sığınağına koştu.
Tom bir süre evsizler sığınağında yaşadı.
Tom yerel hayvan barınağından bir kedi sahiplendi.
Pekâlâ, artık geç oluyor, sığınağı düşünmemiz gerek.
Sığınak yapmanın başka bir yolunu bulmamız gerek.
Mimari, insanların barınabileceği bir yer oluşturma sanatıdır.
O, misafirine yemek getirdi ve ona barınak sağladı.
Bu gibi ailelere, hayvanları barınaklara götürüp
Geri dönmeli ve o kaya sığınağı kullanmalıyız.
Pekâlâ, artık geç oluyor. Sığınağı düşünmemiz gerek.
Vlad'ın yönetiminin düşmanı olanlara karşı katliam gerçekleştirdi.
Onlar yağmurdan sığınmak için bir yer aradı.
Yağmur yağmaya başladı, bu yüzden arkadaşımın şemsiyesinin altına sığındım.
- Yavrularını besleyen ve koruyan kuşların aksine balıklar yumurtalarını terk eder.
- Yavrularını besleyen ve barındıran kuşların aksine balıklar yumurtalarını terk eder.
İsimsiz bir hayırsever bir hayvan barınağı için birkaç yüz bin dolar bağışladı.
insanların evlerinde kapalı kalma emirlerine kızgın olması, ...
Tom çok ıslanmayacağını umarak ağacın altına bir barınak götürdü.
Neredeyse yemeğe, barınağa ve sekse ihtiyaç duyduğumuz kadar.
Burada sığınak yapabileceğim tek şey ıslak çalılar, yosun ve taşlar.
ve artık buraya sığınıp güneşin tam olarak batmasını bekleyebiliriz.
"Ailemle bir barınakta yaşıyoruz ve öğretmenimin bunu bilmesini istiyorum."
Sığınaktayım, rüzgâr almıyorum, kötü havadan korunuyorum
Bu tür bir şey işe yarayabilir. Güzel ve üzeri kapalı doğal bir sığınak.
Vahşi hayatta iyi bir sığınak hayatta kalmanın tek yoludur.
Bu da burayı börtü böceğin sıcaktan korunması için harika bir yer haline getiriyor.
Keçiler ıslanmayı sevmez, koyun ve diğer hayvanlardan daha çabuk sığınak ararlar.
Yahudiler, İspanyol Engizisyonundan kaçtılar ve on beşinci asırda Osmanlı İmparatorluğu'na sığındılar.
Tom hâlâ lisede iken evsizler barınağında bir gönüllü olarak çalışmaya başladı.
Bu mağarayı sığınak olarak seçmeniz çok iyi oldu. Orman geceleri daha da canlanıyor.
Peki ne yapacağız? Kayayı mı kullanacağız, iglo mu yapacağız?
Araştırmalar, temel barınma ve gıda ihtiyaçları karşılanır karşılanmaz, ilave zenginliğin mutluluğa çok az şey kattığını gösteriyor.
Yağmur yağmaya başladı bu yüzden arkadaşımın şemsiyesinin altına geçtim.
Bakın, şu çıkıntı yapan kayalığın altına sığınabiliriz. İhtiyacınız olan bu, sadece güneşten kaçıp gölgeye girmek.
Herkesin gidebileceği bir evi, sığınabileceği bir yuvası var. Benim evim çöllerdir, yurdum çorak topraklar. Kuzey rüzgarı ışığım, yağmurda bir tek paklanırım.