Translation of "She’s" in Turkish

She’s not all there.

- O aptal.
- O aklını yitirmiş.
- O kaçık.

She’s the prettiest in the group.

O, grubun en güzeli.

She’s going to have a daughter.

Bir kızı olacak.

She’s a foreigner, but speaks Chinese excellently.

O bir yabancı ama Çince'yi mükemmel bir şekilde konuşuyor.

- She’s jumping for joy.
- She's jumping with joy.

- O çok seviniyor.
- O, zevkten dört köşe oluyor.

She’s from Canada and he’s from New Zealand.

O Kanadalı ve o Yeni Zelandalı.

She’s returning to Australia tomorrow after a year in Europe.

Avrupa'da bir yıl kaldıktan sonra yarın Avustralya'ya dönüyor.

Today, she’s really hoping to do some of the nerve-sparing,

Bugün, sinir koruyucu prostatektominin bir kısmını kendisi yapmayı umuyor;

Your mother is so fat, when she’s in town, Rome has eight hills.

Annen o kadar şişman ki o şehirde olduğunda, Roma'nın sekiz tepesi oluyor.

- She is about as tall as me.
- She’s almost as tall as I am.

O, neredeyse benim kadar uzun.

She wants to find Mr. Right. At her age, she feels that she’s ready for marriage.

O Bay Doğru'yu bulmak istiyor. Onun yaşında, o evlenmek için hazır olduğunu hissediyor.

- She is accustomed to rising early.
- She is used to getting up early.
- She's used to getting up early.
- She's accustomed to getting up early.
- She’s accustomed to rising early.

O erken kalkmaya alışkındır.