Translation of "Sewing" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Sewing" in a sentence and their turkish translations:

I like sewing.

Dikiş dikmeyi seviyorum.

Sewing is manual work.

Dikiş elle yapılan iştir.

She takes sewing classes.

Dikiş dersleri alıyor.

sewing clothes and making pots.

her şeyi o da yapıyordu.

She is sewing a dress.

O bir elbise dikiyor.

Tom is sewing his jacket.

Tom ceketini dikiyor.

I am sewing my shirt.

Gömleğimi dikiyorum.

I'm not sewing your clothes.

Giysilerini dikmiyorum.

Mary is sewing baby clothes.

Mary, bebek kıyafetleri dikiyor.

She's very good at sewing.

O, dikiş dikmekte çok iyi.

Do you have a sewing needle?

Bir dikiş iğnen var mı?

Mom was busy with her sewing.

Annem dikiş işleriyle meşguldü.

I bought a new sewing machine.

Ben, yeni bir dikiş makinesi satın aldım.

And one unbroken piece of sewing thread.

dikiş ipliği ile oluşturulduğunu görecek.

She stopped sewing and had some tea.

Dikiş dikmeyi bıraktı ve biraz çay içti.

Mary knows nothing of sewing or knitting.

Mary dikiş veya örgü hakkında hiçbir şey bilmaz.

My mother gave me her sewing machine.

Annem bana dikiş makinesini hediye etti.

My mother gave me a sewing machine.

Annem bana bir dikiş makinesi verdi.

The lonely patient derives pleasure from sewing.

Yalnız hasta dikiş dikmekten zevk alıyor.

Tom bought a sewing machine for Mary.

Tom Mary'ye bir dikiş makinesi satın aldı.

Have you plugged in the sewing machine?

Dikiş makinesinin fişini taktın mı?

This lonely patient takes pleasure from sewing.

Bu yalnız hasta dikiş dikmekten zevk alır.

We can't find a good sewing machine anywhere.

İyi bir dikiş makinesini her yerde bulamayız.

We should buy her a new sewing machine.

Ona yeni bir dikiş makinesi satın almamız gerek.

Sami put the gun in Layla's sewing basket.

Sami silahı Leyla'nın dikiş sepetine koydu.

There's not enough light in this room for sewing.

Odada dikiş dikmek için yeterli ışık yok.

She stayed up late to finish sewing your dress.

Elbiseni dikmeyi bitirmek için geç saatlere kadar yatmadı.

She looked up briefly then returned to her sewing.

O kısaca baktı ve dikişine geri döndü.

I can't remember where I put the good sewing machine.

İyi dikiş makinesini nereye koyduğumu hatırlayamıyorum.

I have a sewing machine, but I rarely use it.

- Bir dikiş makinem var ama onu çok nadir kullanıyorum.
- Bir dikiş makinem var ama onu nadiren kullanırım.

I don't like sewing because I can't thread the needle.

İğneye iplik geçiremediğim için dikiş dikmeyi sevmiyorum.

Mary was sewing large pieces of fabric into a flag.

Mary büyük kumaş parçalarını bayrağa dikiyordu.

While you are reading to me, I can do my sewing.

Sen bana okurken,ben dikişimi yapabilirim.

My grandmother used to use her sewing machine a lot in the past.

Büyükannem eskiden dikiş makinesini çok kullanırdı.

How long does it take to get the hang of this sewing machine?

Bu dikiş makinesini kavramak ne kadar sürer?

- You're a magician with a needle and thread.
- You are very good at sewing.

Dikiş dikmekte çok iyisin.

My grandmother used to use her sewing machine a lot when she was younger.

Büyükannem daha gençken dikiş makinesini çok kullanırdı.

Tom bought Mary a new sewing machine and she taught him how to sew.

Tom Mary'ye yeni bir dikiş makinesi aldı ve ona dikiş dikmeyi öğretti.

My grandmother used to use her sewing machine a lot up until about three years ago.

Büyükannem üç yıl öncesine kadar dikiş makinesini çok kullanırdı.

Her sewing basket, dresser drawers and pantry shelves are all systematically arranged in apple-pie order.

Onun dikiş sepeti, şifonyer çekmeceleri ve külotlu çorap rafları hepsi sistemli olarak yerli yerinde düzenlenir.

There is a sewing machine and an ironing board in the room where Tom used to sleep.

Tom'un eskiden uyuduğu odada bir dikiş makinesi ve bir ütü masası var.