Translation of "Sealed" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Sealed" in a sentence and their turkish translations:

Tom sealed the envelope.

Tom zarfı mühürledi.

Tom sealed the room.

Tom odayı mühürledi.

Tom sealed the deal.

Tom işi karara bağladı.

My lips are sealed.

Dudaklarım mühürlüdür.

His doom is sealed.

Onun sonu geldi.

Our fate was sealed.

Kaderimiz mühürlendi.

My fate was sealed.

Kaderim mühürlendi.

I want this room sealed.

Bu odanın mühürlenmesini istiyorum.

Tom's birth records are sealed.

Tom'un doğum kayıtları kapalı.

The leak has been sealed.

Sızıntı kapatıldı.

There are also sealed copper chambers

birde mühürlü bakır odaları mevcut

Tom handed Mary a sealed envelope.

Tom Mary'ye mühürlü bir zarf uzattı.

She gave me a sealed envelope.

O bana mühürlü bir zarf verdi.

He handed her a sealed envelope.

Ona mühürlü bir zarf uzattı.

Don't worry. My lips are sealed.

Endişe etme. Dudaklarım kapalı.

The last witness sealed the prisoner's fate.

Son tanık mahkûmun kaderini belirledi.

Trigger just one... and the cockroach's fate is sealed.

Birine bile takılsa... ...hamam böceğinin kaderi mühürlenir.

The product is vacuum-sealed to keep it fresh.

Ürün onu taze tutmak için vakumla kapatılır.

Yanni put the light bulb into a sealed container.

Yanni ampulü kapalı bir kaba koydu.

If you have nothing to say, keep your lips sealed.

Eğer söyleyeceğin bir şey yoksa, dudaklarını kapalı tut.

It was sealed shut by the high pressure inside the capsule.

kapsül içindeki yüksek basınçla kapatıldı.

Make sure all the boxes are well sealed before they're delivered.

Teslimattan önce tüm kutuların iyice mühürlenmiş olduğundan emin olun.

After writing the letter, Tom put it in an envelope and sealed it.

Tom mektubu yazdıktan sonra onu bir zarfa koydu ve onu mühürledi.

The Apollo 1 crew were sealed inside their Command Module, conducting a dress-rehearsal

Apollo 1 mürettebatı , fırlatma geri sayımının kostümlü provasını yürütmek üzere Komuta Modüllerinin içinde mühürlendi

Tom took a sealed envelope out of his pocket and gave it to Mary.

Tom cebinden mühürlü zarfı aldı ve onu Mary'ye verdi.