Examples of using "Saving" in a sentence and their turkish translations:
Onu tasarruf ediyorum.
Tasarruf ediyorum.
Biz hayat kurtarıyoruz.
Sen sadece görünüşü kurtarıyorsun!
Beni kurtardığın için teşekkürler.
Ben kurtarmaya değmem.
Hayat kurtarmak harika hissettiriyor.
Bunları biriktirmekteyim.
- Para biriktiriyordu.
- Para tasarruf ediyordu.
Dünyayı kurtarmak kolay bir şey.
Milyarlarca can kurtarmak,
bu para biriktirmek olurdu.
Hayatımı kurtardığın için teşekkürler.
Bizi kurtardığın için teşekkür ederim.
Benim postumu kurtardığın için teşekkürler.
Her hayat kurtarmaya değer.
Evlilik için başımın çaresine bakıyorum.
Araba alabilmek için mi, borçlarınızı ödeyebilmek için mi
Bir araba için tasarruf yapıyorum.
Çevreyi korumak kendimizi korumak anlamına gelir.
Ne için tasarruf yapıyorsun?
Hayatımı kurtardığın için teşekkür ederim.
Tom onu kurtardığı için Mary'ye teşekkür etti.
Bu koltuğu Tom için ayırıyorum.
En iyisini sona saklıyorum.
O kendini evlilik için saklıyordu.
Para biriktirmeye başlamam gerekiyor.
Bu koltuğu onlar için ayırıyorum.
Bu koltuğu onun için ayırıyorum.
Bu koltuğu onun için ayırıyorum.
Onları torunlarım için saklıyorum.
Pili tasarruf etmeye çalışsam iyi olur.
Tom üniversite için para tasarrufu yapıyor.
Emeklilik için nasıl tasarruf yapıyorsun?
Elimden geldiği kadar çok biriktiriyorum.
Tom para biriktirmeye başlamak zorunda kalacak.
O bir hayat kurtardığı için methedildi.
Onlar para tasarrufuyla ilgilenmiyor.
O, üniversiteye gitmek için para biriktiriyor.
Bu koltuğu biri için mi ayırıyorsun?
Bir ev almak için para biriktiriyoruz.
O, üniversiteye gitmek için tasarruf yapıyor.
Yaşlılık günlerim için para tasarruf ediyorum.
Yaşlılığım için para biriktiriyorum.
Tom tasarrufun değerini anlamıyor.
- Para biriktirdi.
- Para biriktiriyordu.
Ben yeni bir araba için para biriktiriyorum.
Cerrahlar Fadıl üzerinde hayat kurtaran bir ameliyat gerçekleştirdiler.
Yurt dışında eğitim yapmak için para biriktiriyorum.
Tom bir araba almak için para biriktiriyor.
yoksa kötü gün için mi biriktiriyorsunuz.
kurtarmaya değecek birini görüyor.
Tasarruf hesabına 100 dolar yatırdı.
- Ebeveynleri onun kolej eğitimi için birikim yapıyorlar.
- Onun ebeveynleri onun üniversite eğitimi için para biriktiriyor.
Yurt dışında bir yolculuk için para biriktiriyor.
- Yeni bir ev yapmak için tasarruf yapıyoruz.
- Yeni bir ev yapmak için tasarruf ediyoruz.
Bu mektupların saklamaya değdiğini düşünüyor musun?
Enerji tasarrufu için ulusal bir kampanya sürüyor.
Bir kişinin hayatını kurtardığı için methedildi.
Senin için bütün zamanımı tasarruf ediyorum.
- Evliliğini kurtarmak adına çaba sarf etmen gerek.
- Evliliğini kurtarmak için uğraşmalısın.
- Evliliğini kurtarmak için çalışmalısın.
- Evliliğini kurtarmak için çalışmak zorundasın.
- Evliliğini kurtarmak için çalışman gerekiyor.
Yeni bir araba satın almak için para biriktiriyorum.
Onun mutfağı emek tasarrufu yapan cihazlarla donatıldı.
Tom Avustralya'ya gitmek için para biriktiriyor.
Tom bir ev almak için para tasarrufu yapıyor.
Şimdi emeklilik için tasarrufa başlaman gerekiyor.
Mary Japonya'ya gitmek için para biriktiriyor.
Ben bunu özel bir durum için saklıyorum.
O bir ev almak için tasarruf yapıyor.
Tom tasarruf hesabına 1.000 dolar yatırdı.
Kimse içeceklerden tasarruf ederek zengin olmadı.
Tom üniversiteye gitmek için tasarruf ediyor.
Tom bir ev satın almak için para biriktiriyor.
- Sami hacca gitmek için para biriktiriyor.
- Sami hac için para biriktiriyor.
Bu eski şişeleri saklamanın bir nedeni var mı?
Tom, Avustralya'ya gidebilmek için para biriktiriyor.
Hayatımı kurtardığı için Tom'a teşekkür borçluyum.
Tatoeba, yok olma tehlikesinde olan dillerin korunmasında katkıda bulunabilir mi?
Tom bir yat almak için para tasarruf ediyor.
Tom yurt dışına gidebilmek için para tasarrufu yapıyor.
Yeni bir saksafon almak için para tasarrufu yapıyorum.
O, bir ev satın almak için tasarruf yapıyor.
Bu kek parçasını senin için saklıyordum.
Yeni bir bisiklet almak için tasarruf yapıyordum.
Tom tasarruf hesabına üç yüz dolar yatırdı.
Bu eski şişeleri saklamanız için herhangi bir neden var mı?
Tom, Avustralya'ya bir gezi için para biriktiriyor.
Genç, çocuğun hayatını kurtardığı için övgüyü hak etti.
Köpeğimi kurtardığın için sana teşekkür etmek istedim.
Kendinize şu temel soruyu sorun: Ne için para biriktiriyorsunuz?
ama aynı zamanda harikalar ve kurtarışlar da.
O bir kuruş biriktirmeden kıt kanaat yaşıyor.
Mary Japonya'ya gidebilmek için para biriktiriyor.
Andre bir işi başlatmak için parasını tasarruf ediyor.
Avustralya'ya gidebilmek için tasarruf yapıyorum.