Examples of using "Feels" in a sentence and their turkish translations:
Garip geliyor.
O huzursuz hissediyor.
O oldukça iyi hissediyor.
Bu kumaş yumuşak.
beni her defasında sarsıyor.
her şey yolunda oluyor.
Herkes karamsar hissediyor.
Tom istenilmeyen hissediyor.
O acı hissediyor.
O acı hissediyor.
Bu iyi.
O inanılmaz hissettiriyor.
Tom sıla hasreti çekiyor.
Ailesini özlüyor.
İpek yumuşaktır.
Bu tuhaf gibi geliyor.
Hiçbir şey doğru değil.
O daha iyi.
O iyi.
O harika.
Bu iyi.
Mary yanlış anlamış hissediyor.
O rahatsız hissediyor.
Tom acı hissediyor.
Bu inanılmaz hissettiriyor.
Bu doğru.
Mary kendini az takdir edilmiş hissediyor.
Tom kendini az değer görmüş hissediyor.
Sami suçlu hissediyor.
Beyle kendini çaresiz hissediyor.
Minned; kendini farklı hissediyor.
Gerçekten iyi hissettirir.
Yağmur yağacak gibi geliyor.
Benim boğazım kuru.
O çok mutlu hissediyor.
Bugün hiç kimse iyimser hissetmiyor.
- Güz kendini hissettiriyor.
- Havada sonbahar kokusu var.
- Sonbahar havası var.
Zemin soğuk.
- O, evinde gibi hissediyor.
- O rahat hissediyor.
Tom aynı hissediyor.
Hayat kurtarmak harika hissettiriyor.
Bu kumaş yumuşak.
Kazanan kendini oldukça iyi hissediyor.
Herkes o şekilde hissediyor.
O sadece farklı hissediyor.
Gerçekten iyi geldi.
Tom şimdi iyi hissediyor.
O burada güvende hissediyor.
Tom zaten daha iyi hissediyor.
- Meltem iyi hissettiriyor.
- Esinti iyi geldi.
Midem şişkin hissediyor.
Bu ipek gibi hissettiriyor.
Bu duvar soğuk.
Bu ipek yumuşak.
Bu eşarp yumuşak hissettiriyor.
Halı güzel.
Bu çok güzel hissediyor.
Annem daha iyi hissediyor.
Bugün o kötü hissediyor.
Herkes baskıyı hissediyor.
Tom gerçekten kötü hissediyor.
O sadece ürkütücü hissediyor.
Tom şimdi kendini daha iyi hissediyor.
Tom kendini burada rahat hissediyor.
Mennad kendini çok kötü hissediyor.
Tom'un farklı hissettiğini düşünüyorum.
Tom iyi hissettiğini söylüyor.
Tom iyi hissettiğini söyledi.
Tom harika hissettiğini söyledi.
Tom daha iyi hissettiğini söyledi.
Tom güçlü hissettiğini söyledi.
Tom yorgun hissettiğini söyledi.
Tom hasta hissettiğini söyledi.
Umarım kimse o şekilde hissetmez.
Umarım kimse kendini öyle hissetmez.
Sağ gözüm yanıyor.
Tom, Mary için kendini üzgün hissediyor.
Rüzgar bugün harika hissettiriyor.
Bu bir rüya gibi.
- Hiç kimsenin canı müdahale etmek istemiyor.
- Kimsenin kavga edesi yok.
O tuhaf, değil mi?
Arkadaşım kendini çok hasta hissediyor.
İpek yumuşak ve pürüzsüzdür.
Bunun nasıl bir his olduğunu biliyorum.
Tom'un nasıl hissettiğini biliyorum.
Tom bu konuda tutkuyla hissediyor.
Bu biraz umutsuz görünüyor.
O bir portakala benziyor.
- Burada insan kendini evindeymiş gibi hissediyor.
- Burası insana kendini evindeymiş gibi hissetiriyor.
Yardım etmek iyi hissettirir.
Tom aynı şekilde hissediyor.
Su gerçekten sıcak.
İyi geliyor, değil mi?
Bu sana yanlış geliyor, değil mi?
Doğru geliyor, değil mi?
Tom canı nadiren yemek pişirmek ister.
Bu yumuşak ve pürüzsüzdür.