Translation of "Relationships" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Relationships" in a sentence and their turkish translations:

Relationships involve compromise.

İlişkiler uzlaşma gerektirir.

- Human relationships are very complex.
- Relationships are very complicated.

İnsan ilişkileri çok karmaşıktır.

Like your human relationships.

ilgilenecek hiç enerjiniz kalmaz.

Social relationships influence conversations.

Sosyal ilişkiler iletişimi etkiler.

Relationships are incredibly complicated.

İlişkiler inanılmaz derecede karmaşıktır.

Relationships are extremely important.

İlişkiler son derece önemli.

Relationships are hard work.

İlişkiler zor iştir.

Human relationships are complex.

İnsan ilişkileri karmaşıktır.

The importance of building relationships,

ilişki kurmanın önemini

Can long distance relationships work?

Uzun mesafe ilişkileri işe yarayabilir mi?

Marriage and relationships are slavery.

Evlilik ve ilişkiler köleliktir.

Sami had trouble with relationships.

Sami ilişkilerle ilgili sorun yaşıyordu.

- Tom's uncomfortable with close personal relationships.
- Tom is uncomfortable with close personal relationships.

Tom, yakın kişisel ilişkilerden rahatsız.

And this is atomizing our relationships,

ve ilişkilerimizi ayrıştırıyor

Of individuals who have mended relationships,

ilişkilerini yoluna koyanlardan,

We also show loneliness in relationships,

Ayrıca ilişkilerdeki yalnızlığı,

Will you commit to build relationships?

İlişkiler kurmayı vaat edecek misiniz?

I like writing songs about relationships.

İlişkiler hakkında şarkılar yazmayı severim.

Can long distance relationships really work?

Uzun mesafe ilişkileri gerçekten işe yarayabilir mi?

Sami suffered from many failed relationships.

Sami pek çok başarısız ilişkiden sıkıntı yaşadı.

Include helping students build and maintain relationships?

bağ kurmasına ve bunu devam ettirmesine yardımcı olmak dahil edilmemeli midir?

We build and maintain relationships with others.

Başkalarıyla ilişkiler kurup sürdürüyoruz.

Women use talking to maintain personal relationships.

Kadınlar kişisel ilişkileri sürdürmek için konuşmayı kullanırlar.

Tom's a loner who shuns close relationships.

Tom yakın ilişkilerden çekinen yalnız yaşayan biridir.

He's quick in forming relationships with women.

O, kadınlarla ilişki kurmada hızlıdır.

Relationships that go on way too long?

Çok uzun süren ilişkiler?

Don't let relationships interfere with your studies.

İlişkilerin çalışmalarınıza engel olmasına izin vermeyin.

I'm too old for love-hate relationships.

Aşk-nefret ilişkileri için fazla yaşlıyım.

How many relationships have you had since Tom?

Tom'dan beri kaç tane ilişkin oldu?

The relationships among those five people are complicated.

Bu beş kişi arasındaki ilişkiler karmaşıktır.

You still have a lot to learn about relationships.

Hâlâ ilişkiler hakkında öğrenecek çok şeyin var.

Is this in fact going to affect their relationships?

Peki bu ilişkilerini gerçekten etkileyecek mi?

On-again, off-again relationships can be emotionally draining.

Gelgitli, uzatmalı ilişkiler duygusal açıdan bezdirici olabilir.

Trigonometry studies relationships involving lengths and angles of triangles.

Trigonometri üçgenlerin uzunluklarını ve açılarını içeren ilişkileri çalışmaktadır.

Common causes of stress are work and human relationships.

Stresin ortak nedenleri iş ve insan ilişkileridir.

And money may not buy happiness, but relationships might.

Para mutluluğu satın alamayabilir ancak ilişkiler satın alabilir.

Money doesn't always count for much in human relationships.

Para her zaman insan ilişkilerinde çok önemli sayılmaz.

Well, I think the nature of relationships has fundamentally changed

Bence son 30 yılda ilişkilerin doğası

Next, you have to get prepared to build some relationships.

Daha sonra, bazı ilişkiler kurmaya hazır olmalısınız.

We can all have the relationships that we want and need.

ve ihtiyacımız olan ilişkilere sahip olabileceğine inanıyorum.

Relationships built on money will end when the money runs out.

Para üzerine inşa edilmiş ilişkiler para bittiğinde sona erecektir.

Tom is very busy and doesn't have much time for relationships.

Tom çok meşgul ve ilişkiler için fazla zamanı yok.

The story of Tom and Mary's relationships is full of dramatic events.

Tom ve Mary'nin ilişkilerinin hikayesi dramatik olaylarla doludur.

The conventional relationships between the five chord and the one chord and

örneğin beş ve bir akorlarının geleneksel ilişkisini,

Society does not encourage relationships between people who have a large age gap.

Toplum büyük bir yaş farkı olan insanlar arasında ilişkiyi teşvik etmez.

If people have friendly relationships, I hope the world will be a better place.

İnsanlar birbirleriyle dostça ilişkiler kurunca dünyanın daha güzel bir yer olmasını umut ediyorum.

As much as 90 percent of happiness comes from elements such as attitude, life control and relationships.

Mutluluğun yüzde 90 kadarı tutum, yaşam kontrolü ve ilişkiler gibi unsurlardan geliyor.

People might say I'm old-fashioned, but I think that one shouldn't have sexual relationships before marriage.

İnsanlar eski kafalı olduğumu söyleyebilir, ama bir insan evlilik öncesi cinsel ilişkiye girmemeli.