Translation of "Complex" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Complex" in a sentence and their turkish translations:

It's complex.

O karmaşık.

You're complex.

Sen karışıksın.

It's insanely complex.

O, inanılmaz derecede karmaşık.

Tom is complex.

Tom karmaşıktır.

That's too complex.

Bu çok karmaşık.

Arabic isn't complex.

Arapça karmaşık değildir.

That isn't complex.

O karmaşık değil.

Life is complex.

Hayat karmaşıktır.

- It's a complex issue.
- This is a complex issue.

Bu karmaşık bir konu.

Inferiority complex may occur

aşağılık kompleksi oluşabilir

That's a complex question.

Bu karışık bir soru.

How complex is it?

Ne kadar karmaşık?

It's quite complex actually.

O aslında oldukça karmaşık.

This case is complex.

Bu durum karmaşık.

It's a complex issue.

Bu karmaşık bir konu.

The problem is complex.

Sorun karmaşık.

Human relationships are complex.

İnsan ilişkileri karmaşıktır.

Computers are complex machines.

Bilgisayarlar karmaşık makinelerdir.

Elections are quite complex.

Seçimler oldukça karmaşıktır.

The case is complex.

Durum karmaşık.

Tom is very complex.

Tom çok kompleks.

- He has a complex about his weight.
- He has a weight complex.

Onun bir kilo kompleksi var.

- This is a very complex issue.
- This is a very complex problem.

Bu çok karmaşık bir konu.

- This is an extraordinarily complex tongue.
- This is an extraordinarily complex language.

Bu son derece karmaşık bir dildir.

That exhibits amazingly complex behaviors.

oldukça garip görünümlü bir hayvandır.

Complex life forms must arise --

Karmaşık yaşamın ortaya çıkışı.

He has an inferiority complex.

Onun bir aşağılık kompleksi var.

Brain surgery is very complex.

Beyin cerrahisi çok karmaşıktır.

Chemistry can be very complex.

Kimya çok karmaşık olabilir.

That's a very complex problem.

O çok karmaşık bir sorun.

It's a very complex system.

Bu çok karmaşık bir sistem.

It's a very complex question.

Bu çok karmaşık bir soru.

He has a superiority complex.

- Onun bir üstünlük kompleksi vardır.
- Onun bir büyüklük kompleksi var.

He has a persecution complex.

Onun bir zulüm kompleksi var.

Man is a complex organism.

İnsan karmaşık bir organizmadır.

Tom has an inferiority complex.

Tom bir aşağılık kompleksine sahip.

It's a difficult, complex challenge.

Bu zor, karmaşık bir iş.

The solution here is complex.

Buradaki çözüm karmaşıktır.

This isn't a complex case.

Bu karmaşık bir durum değildir.

Tom has a superiority complex.

Tom'un bir üstünlük kompleksi var.

This issue is very complex.

Bu konu çok karmaşık.

This is a complex problem.

- Bu karmaşık bir sorundur.
- Bu karmaşık bir problemdir.

His explanation was too complex.

Açıklaması çok kapsamlıydı.

An inferiority complex and a superiority complex often lead to the same behavior.

Aşağılık kompleksi ve üstünlük kompleksi genellikle benzer davranışa yol açar.

Into something more complex and pluralized.

ve çoğullaştırılmış bir şeye dönüştürebiliyorum.

To explain complex and deep things.

çok basit bir dil kullanırdı.

Another cultural complex is the segment

Bir diğer kültür karmaşası yaşayan kesim ise

Grammar is a very complex thing.

- Gramer çok karmaşık bir şey.
- Dil bilgisi çok karmaşık bir şeydir.

A computer is a complex machine.

- Bilgisayar karmaşık bir makinedir.
- Bilgisayar kompleks bir makinedir.

A computer's electronics are very complex.

Bir bilgisayar elektroniği çok karmaşıktır.

This is a very complex problem.

Bu çok karışık bir durum.

The brain has a complex structure.

- Beynin karmaşık bir yapısı vardır.
- Beyin karmaşık bir yapıya sahiptir.

The problem has become more complex.

Sorun daha karmaşık oldu.

It's much more complex than that.

Bu ondan çok daha karmaşık.

That is a very complex machine.

O, çok karmaşık bir makinedir.

Tom lives in an apartment complex.

Tom bir apartman bloğunda yaşıyor.

The tax code is too complex.

Vergi hukuku fazla karmaşıktır.

Fadil moved to a housing complex.

Fadıl bir konut kompleksine taşındı.

Those complex issues, they become painfully personal

bu karmaşık meseleler, acı bir şekilde kişisel hâle geliyor

First, it allowed complex life to evolve.

Birincisi, karmaşık hayatın evrimleşmesine imkan sağladı.

complex organic molecules in interstellar dust clouds,

yıldızlar arası toz bulutlarında karmaşık organik moleküller,

But perhaps the development of complex life

ama karmaşık hayatın gelişimi için

The explanation may be much more complex.

Açıklama çok daha karmaşık olabilir.

Sports cured him of his inferiority complex.

Spor onun aşağılık kompleksini tedavi etti.

Do you know anything about complex carbohydrates?

Kompleks karbonhidratlar hakkında bir şey biliyor musun?

History is more complex than you think.

Tarih, düşündüğünden daha karmaşıktır.

- It's complicated.
- It's complex.
- This is complicated.

Bu karmaşık.

Your insolence comes from your messianic complex.

Küstahlığın, senin Mesih kompleksinden geliyor.

This example is a little more complex.

Bu örnek biraz daha karmaşık.

We are confronted with a complex situation.

Karmaşık bir durumla karşı karşıyayız.

Inferiority complex - what exactly does that mean?

Aşağılık kompleksi - tam olarak ne anlama geliyor?

This story is too complex for children.

Bu hikaye çocuklar için çok karmaşık.

Trade between two countries can be complex.

İki ülke arasındaki ticaret karmaşık olabilir.

I'd love to overcome my inferiority complex.

Aşağılık kompleksimin üstesinden gelmek istiyorum.

"Don't you think that German is a very complex language?" - "Yes, I think it is very complex."

"Almancanın çok karmaşık bir dil olduğunu düşünmüyor musun?" - "Evet, ben onun çok karmaşık olduğunu düşünüyorum."

Starting with the complex world of imaginary numbers.

For many people, Earth observation data is complex.

Birçok kişi için, yeryüzü gözlem verileri karmaşıktır.

The new sports complex is nice and big.

Yeni spor kompleksi hoş ve büyük.

- Computers are complicated machines.
- Computers are complex machines.

Bilgisayarlar karmaşık makinelerdir.

Things are always more complex than we think.

Olaylar hep düşündüğümüzden daha karışık.

Complex data is more easily interpreted through visualization.

Karmaşık veri, görselleştirme yoluyla daha kolay yorumlanır.

- Tom lives in the same housing complex as Mary does.
- Tom lives in the same housing complex as Mary.

Tom Mary'nin yaşadığı aynı konut kompleksinde yaşıyor.

It's a complex mixture of so many different factors.

Birçok farklı unsuru içinde barındıran karmaşık bir bileşim.

But the reality is more difficult and more complex.

Fakat gerçek, bundan çok daha zor ve karmaşık.

While we can't reliably decode complex thoughts just yet,

Henüz karmaşık düşüncelerin şifrelerini çözemesek de

And they combine these measurements with complex computer models

Bu ölçümleri karmaşık bilgisayar modelleriyle birleştiriyorlar

Some of us misunderstand when we say vile complex

aşağılık kompleksi deyince bazılarımız bunu yanlış anlayabiliyor

But by targeting the complex mechanisms that govern it,

onu yöneten karmaşık mekanizmaları hedef alarak,

The use of "oh" in English is quite complex.

"Oh" kelimesinin İngilizce'de kullanımı biraz karmaşıktır.

- This isn't complicated.
- It's not complicated.
- That's not complex.

Bu karmaşık değil.

- Human relationships are very complex.
- Relationships are very complicated.

İnsan ilişkileri çok karmaşıktır.

That kanji is so complex, I can't read it.

O kanji çok karmaşık, ben onu okuyamıyorum.

I've suffered from an inferiority complex for several years.

Birkaç yıldır bir inferiority kompleksinden muzdarip oldum.

- It's a complex problem.
- The problem is complex.
- That's a hard problem.
- It's a hard problem.
- It's a complicated problem.
- It is a complicated problem.
- This is a complex problem.
- This is a difficult problem.

Bu karmaşık bir sorun.

You see, life needs oxygen to get big and complex.

Büyümek ve karmaşık hale gelmek için yaşam oksijene ihtiyaç duyar.

Suicide is complex and rarely attributed to any one factor.

İntihar karmaşıktır ve nadiren tek bir etkene bağlanabilir.