Translation of "Incredibly" in Turkish

0.094 sec.

Examples of using "Incredibly" in a sentence and their turkish translations:

It's just incredibly, incredibly unlikely.

İnanılmaz, akıl almaz derecede olasılık dışı.

- You are incredibly naive!
- You're incredibly naive.
- You are incredibly naive.

Sen inanılmaz derecede safsın.

It can be incredibly painful and incredibly beautiful.

İnanılmaz derecede acı verici ama bir o kadar da güzel olabilir.

I'm incredibly busy.

İnanılmaz derecede meşgulüm.

It's incredibly boring.

Bu akılalmaz derecede sıkıcı.

It's incredibly beautiful.

O inanılmaz derecede güzel.

I'm incredibly tired.

İnanılmaz biçimde yorgunum.

He's incredibly talented.

O, inanılmaz derecede yetenekli.

She's incredibly talented.

O, inanılmaz yeteneklidir.

You're incredibly hot.

Sen inanılmaz seksisin.

It's incredibly frustrating.

Bu inanılmaz derecede sinir bozucu.

You're incredibly stupid.

Sen inanılmaz bir şekilde aptalsın.

You're incredibly talented.

Sen akılalmaz derecede yeteneklisin.

That's incredibly boring.

O inanılmaz sıkıcı.

You're incredibly beautiful.

İnanılmaz derecede güzelsin.

You're incredibly annoying.

Sen inanılmaz düzeyde sinir bozucusun.

Incredibly, Layla survived.

Leyla inanılmaz bir biçimde hayatta kaldı.

That's incredibly rude.

Bu inanılmaz derecede kaba.

- You are incredibly naive!
- You're incredibly naive.
- You are unbelievably naive.
- You are incredibly naive.

İnanılmaz şekilde safsın.

I was incredibly angry.

inanılmaz derecede öfkeliydim.

Tom is incredibly good.

Tom inanılmaz derecede iyi.

Tom is incredibly talented.

Tom inanılmaz bir biçimde yetenekli.

Tom was incredibly bored.

Tom inanılmaz bir şekilde sıkılmıştı.

This is incredibly good.

Bu akılalmaz derecede iyi.

It's actually incredibly stupid.

Aslında akılalmaz derecede aptalca.

Dinner was incredibly boring.

Akşam yemeği inanılmaz bir şekilde sıkıcıydı.

It was incredibly dangerous.

O akılalmaz derecede tehlikeliydi.

It was incredibly romantic.

O inanılmaz bir şekilde romantikti.

Tom is incredibly brilliant.

Tom inanılmaz derecede zeki.

Things got incredibly complicated.

İşler inanılmaz derecede karıştı.

Tom was incredibly lucky.

Tom inanılmaz derecede şanslıydı.

Relationships are incredibly complicated.

İlişkiler inanılmaz derecede karmaşıktır.

I felt incredibly happy.

Kendimi inanılmaz mutlu hissettim.

I was incredibly unlucky.

İnanılmaz şekilde şanssızdım.

I was incredibly lucky.

Ben akılalmaz derecede şanslıydım.

It works incredibly well.

O, inanılmaz şekilde iyi çalışır.

I felt incredibly stupid.

Kendimi inanılmaz aptal hissettim.

He speaks incredibly fast.

O inanılmaz derecede hızlı konuşuyor.

We were incredibly bored.

Biz inanılmaz sıkıldık.

I was incredibly bored.

Akılalmaz bir biçimde sıkılmıştım.

I felt incredibly comfortable.

İnanılmaz derecede rahat hissettim.

They were incredibly close.

- İnanılmaz derecede yakınlardı.
- İnanılmaz biçimde yakındılar.

You helped me incredibly.

Bana inanılmaz derecede yardım ettiniz.

It helped me incredibly.

Bana inanılmaz biçimde yardımcı oldu.

Tom is incredibly handsome.

Tom inanılmaz yakışıklıdır.

Tom was incredibly curious.

- Tom son derece meraklıydı.
- Tom inanılmaz bir şekilde meraklıydı.

Tom looked incredibly sexy.

Tom inanılmaz seksi görünüyordu.

She looked incredibly sexy.

O inanılmaz biçimde seksi görünüyordu.

Mennad was incredibly terrified.

Mennad çok fena korkmuştu.

You are incredibly pretty.

İnanılmaz güzelsin.

I find it incredibly ungrateful.

bunu inanılmaz bir nankörlük olarak görüyorum.

This summer is incredibly hot.

Bu yaz inanılmaz derecede sıcak.

This girl is incredibly hot.

Bu kız inanılmaz çekici.

She learnt English incredibly quickly.

O inanılmaz hızla İngilizce öğrendi.

This movie is incredibly stupid.

Bu film inanılmaz derecede aptalca.

You did something incredibly stupid.

Akılalmaz derecede aptalca bir şey yaptın.

Tom suddenly got incredibly nervous.

Tom birden inanılmaz şekilde sinirlendi.

I'm incredibly sick of living.

Yaşamaktan akılalmaz derecede bıktım.

This spider is incredibly aggressive.

Bu örümcek inanılmaz derecede agresif.

Tom did something incredibly stupid.

Tom akılalmaz derecede aptalca bir şey yaptı.

Tom can learn incredibly fast.

Tom inanılmaz derecede hızlı öğrenebilir.

It's an incredibly moving story.

İnanılmaz etkileyici bir hikaye.

This task was incredibly boring.

Bu görev inanılmaz bir biçimde sıkıcıydı.

I simplified my life incredibly.

Hayatımı inanılmaz basitleştirdim.

Tom is incredibly good-looking.

Tom inanılmaz derecede yakışıklı.

That ad is incredibly offensive.

Bu reklam son derece rahatsız edici.

Caribbean flamingo chicks grow incredibly fast.

Karayip flamingo yavruları çok hızlı büyür.

I am incredibly grateful for life,

hayat için minnettarım,

She talked incredibly for two hours.

O, iki saat boyunca inanılmaz bir şekilde konuştu.

What Tom did was incredibly stupid.

Tom'un yaptığı inanılmaz derecede aptalcaydı.

I thought he was incredibly handsome.

Ben onun inanılmaz yakışıklı olduğunu düşündüm.

That girl's face is incredibly ugly.

Şu kızın yüzü inanılmaz çirkin.

Tom was incredibly forthright and honest.

Tom inanılmaz derecede samimi ve dürüsttü.

Tom is incredibly bad at drawing.

Tom resim çizmede inanılmaz derecede kötüydü.

I want to be incredibly happy.

- Çok mutlu olmayı isterim.
- Dünyalar kadar mutlu olmak isterim.

- You're incredibly beautiful.
- You're absolutely beautiful.

Sen kesinlikle çok güzelsin.

Layla's new approach is incredibly dangerous.

Leyla'nın yeni yaklaşımı inanılmaz biçimde tehlikelidir.

Tom is an incredibly smart person.

Tom inanılmaz akıllı bir kişidir.

Sami and Layla were incredibly drunk.

Sami ve Leyla inanılmaz derecede içkiliydi.

And those laboratory experiments are incredibly important.

O laboratuvar deneyleri inanılmaz derecede önemli.

And then it shot away incredibly quickly.

sonra inanılmaz bir hızla uzaklaştı.

This carbon fiber bicycle is incredibly lightweight.

Bu karbon fiber bisiklet inanılmaz hafiftir.

George has an incredibly large Adam's apple.

George inanılmaz büyüklükte bir gırtlak kemiğine sahiptir.

And swimming in this zone is incredibly difficult,

Ve bu bölgede yüzmek son derece zor,

The wing suit and skydiving is incredibly exciting

Atlayış tulumu ve serbest atlama, inanılmaz heyecan verici şeyler

And I know that might sound incredibly ironic.

Bunun son derece ironik olduğunun farkındayım.

In America, John Wayne movies were incredibly successful.

Amerika'da John Wayne'in filmleri inanılmaz başarılıydı.

- Tom is incredibly lazy.
- Tom is extremely lazy.

Tom inanılmaz derecede tembel.

This is an incredibly hard decision for Tom.

Bu, Tom için inanılmaz zor bir karardır.

- Tom is incredibly stupid.
- Tom is unbelievably stupid.

Tom inanılmaz biçimde aptal.

It’s a Cold war that's becoming incredibly unpredictable.

Bölgedeki Soğuk Savaş, asla öngörülemeyecek bir hal almış durumda.

I saw what he told me as incredibly courageous,

Gördüm ki bunları anlatmak inanılmaz bir cesaretti

I'm incredibly excited that I couldn't sleep the nights.

inanılmaz heyecanlıyım böyle gecelerce uyumamışım.

Is incredibly politically advantageous for at least one side.

inanılmaz şekilde politik olarak avantajlı bir andayız.

And the data has become incredibly valuable for scientists,

bu veri, bilim insanları için çok ama çok önemli oldu,

This titanium bicycle made in Italy is incredibly lightweight.

İtalya'da yapılan bu titanyum bisiklet inanılmaz hafiftir.

And we found that this no-English rule worked incredibly well.

Ve anladık ki bu ana-dil-yok kuralı inanılmaz bir şekilde işe yarıyor.