Translation of "Complicated" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Complicated" in a sentence and their turkish translations:

- It's not complicated.
- It isn't complicated.

Bu karmaşık değil.

It's complicated.

Bu karmaşık.

- It's complicated.
- It's complex.
- This is complicated.

Bu karmaşık.

- This is difficult.
- It's complicated.
- It's difficult.
- This is complicated.
- That's complicated.

- Bu zor.
- Bu zordur.

- It's not that complicated.
- It isn't that complicated.

O kadar da karmaşık değil.

- That's a complicated question.
- It's a complicated question.

Bu karmaşık bir soru.

- It's not very complicated.
- It isn't very complicated.

Bu çok karmaşık değil.

- Is that so complicated?
- Is it too complicated?

Bu çok karmaşık mı?

Things are complicated.

İşler karışık.

Well, it's complicated.

Şey, bu karışık.

That sounds complicated.

O karmaşık görünüyor.

People are complicated.

- İnsanlar komplike.
- İnsanlar karmaşıktır.

It's so complicated.

Çok karmaşık.

It's too complicated.

Bu çok karmaşık.

It's very complicated.

Bu çok karışık.

Was it complicated?

O karmaşık mıydı?

Is it complicated?

O karmaşık mı?

It was complicated.

Bu karmaşıktı.

Love is complicated.

Aşk karmaşıktır.

It's really complicated.

Bu gerçekten karmaşık.

Everything is complicated.

Her şey karmaşık.

It's quite complicated.

Çok karmaşık.

- It's a complicated subject.
- This is a complicated issue.

Bu karmaşık bir konudur.

- This isn't complicated.
- It's not complicated.
- That's not complex.

Bu karmaşık değil.

- It's a complicated language.
- It is a complicated language.

- Bu karmaşık bir dildir.
- Bu karmaşık bir dil.

- Arabic isn't complicated.
- Arabic is not complicated.
- Arabic isn't complex.

Arapça karmaşık değil.

- It's not complicated at all.
- It isn't complicated at all.

Bu hiç karmaşık değil.

- It's not all that complicated.
- It isn't all that complicated.

O kadar da karmaşık değil.

- How complicated can it be?
- How complicated could it be?

Bu ne kadar karmaşık olabilir?

It's a complicated question.

Bu karmaşık bir soru.

It's a complicated matter.

Karmaşık bir mesele.

It's a little complicated.

Bu biraz karmaşık.

Everyone's life is complicated.

Herkesin hayatı karmaşık.

His lie complicated matters.

Onun yalanı konuları karıştırdı.

And that's really complicated.

Ve bu karışık birşey.

Everybody's life is complicated.

Herkesin hayatı muğlak.

It could get complicated.

Çapraşık olabilirdi.

It's complicated, isn't it?

Bu karışık, değil mi?

Is that so complicated?

Bu çok karmaşık mı?

This is getting complicated.

Bu karmaşık oluyor.

Things got very complicated.

İşler çok karıştı.

Things got incredibly complicated.

İşler inanılmaz derecede karıştı.

It's kind of complicated.

Bu biraz karmaşık.

It's a complicated story.

Bu anlaşılması zor bir hikaye.

The answer is complicated.

Cevap karmaşık.

Relationships are incredibly complicated.

İlişkiler inanılmaz derecede karmaşıktır.

Matters are complicated already.

Konular zaten karmaşık.

It's a complicated transaction.

Bu karmaşık bir işlem.

It sounds terribly complicated.

Bu korkunç karmaşık görünüyor.

These things are complicated.

Bu şeyler karmaşık.

These are complicated issues.

Bunlar karmaşık konular.

That sounds too complicated.

O çok karmaşık görünüyor.

This looks really complicated.

Bu gerçekten karmaşık görünüyor.

People are complicated organisms.

İnsanlar karmaşık organizmalardır.

Is it too complicated?

Bu çok karmaşık mı?

It's complicated, you know.

Bu karışık, biliyorsun.

He's a complicated boy.

O karmaşık bir çocuk.

Life is so complicated.

Hayat çok karmaşık.

It's a complicated world.

Bu karmaşık bir dünya.

Grammar is very complicated.

Dil bilgisi çok karmaşık.

Logistics are sometimes complicated.

Lojistik bazen karmaşıktır.

This is so complicated.

Bu çok karmaşıktır.

Doing that wasn't complicated.

Bunu yapmak karmaşık değildi.

Metastasis is a complicated process.

Metastaz karmaşık bir süreçtir.

Why am I so complicated?

Neden bu kadar karmaşığım?

It's more complicated than that.

O, şundan daha karmaşıktır.

Why are girls so complicated?

Neden kızlar her şeyden yakınır?

The world is very complicated.

Dünya çok karmaşık.

I'm just saying it's complicated.

Sadece bunun karmaşık olduğunu söylüyorum.

This is all so complicated.

Bunun hepsi çok karmaşık.

It was a complicated question.

O karmaşık bir soruydu.

What's so complicated about that?

Onun hakkında ne çok karışık?

It's an extremely complicated process.

Bu son derece karmaşık bir süreç.

It shouldn't be too complicated.

Çok karmaşık olmamalı.

How complicated could it be?

Bu ne kadar karmaşık olabilir ki?

That's an extremely complicated question.

Bu son derece karmaşık bir soru.

The equations are very complicated.

Denklemler çok karmaşıktır.

It's a really complicated question.

Bu gerçekten karmaşık bir sorun.

That sounds a little complicated.

Bu biraz karmaşık görünüyor.

This isn't all that complicated.

Bu o kadar karmaşık değil.

Why is it so complicated?

Neden bu kadar karmaşık?

It's a very complicated situation.

Çok karmaşık bir durum.

Tom's explanation was too complicated.

Tom'un açıklaması çok karmaşık.

That's a very complicated problem.

O çok karmaşık bir sorun.

It's a fairly complicated problem.

O oldukça karmaşık bir sorun.

The situation is very complicated.

Durum çok karmaşık.

Is it really so complicated?

Bu gerçekten çok karmaşık mı?

It's a really complicated job.

Bu gerçekten karmaşık bir iş.

My language is very complicated.

Dilim çok karmaşık.

That's a very complicated question.

O çok karmaşık bir soru.

Why is love so complicated?

Sevgi neden bu kadar karmaşık.

Why is everything so complicated?

Neden her şey bu kadar karmaşık?

Everything is much more complicated.

İşler çok daha zor bir hâl aldı.