Translation of "Relationship…" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Relationship…" in a sentence and their turkish translations:

I'm in a relationship.

Benim bir ilişkim var.

We have a relationship.

Bizim ilişkimiz var.

Is their relationship platonic?

Onların ilişkisi platonik mi?

Our relationship is stable.

Bizim ilişkimiz istikrarlı.

Fadil ended the relationship.

Fadıl ilişkiyi bitirdi.

Sami ended the relationship.

Sami ilişkiyi bitirdi.

What is the difference between a causal relationship and a casual relationship?

Nedensel ilişkiyle gündelik ilişki arasındaki fark nedir?

This relationship was not possible.

başından belliydi.

Single status or relationship breakdown,

parasal zorluklar veya işsizlik gibi

No malicious relationship with anyone

kimseyle art niyetli bir ilişkisi görünmüyor

It's a dead-end relationship.

Bu sonu olmayan bir ilişki.

What's your relationship with Tom?

- Tom'la ilişkin nedir?
- Tom neyin oluyor?
- Tom'un nesi oluyorsun?

He wants a serious relationship.

O ciddi bir ilişki istiyor.

Our relationship is strictly professional.

İlişkimiz tam anlamıyla profesyonel.

They had an extraordinary relationship.

Sıradışı ilişkileri vardı.

Are you in a relationship?

Bir ilişkiniz var mı?

She wants a serious relationship.

O ciddi bir ilişki ister.

We have an open relationship.

Bizim açık bir ilişkimiz var.

We had a great relationship.

Bizim mükemmel bir ilişkimiz vardı.

We have a good relationship.

Bizim iyi bir ilişkimiz var.

We have an unusual relationship.

- Bizim alışılmadık bir ilişkimiz var.
- Bizim olağandışı bir ilişkimiz var.

Our relationship is entirely professional.

İlişkimiz tamamen profesyonel.

What was your relationship like?

- İlişkiniz neye benziyordu?
- İlişkiniz nasıldı?

We've had a long relationship.

Uzun bir ilişkimiz oldu.

Fadil started a new relationship.

Fadıl yeni bir ilişkiye başladı.

Sami didn't have that relationship.

Sami'nin o ilişkisi yoktu.

Sami and Layla's relationship blossomed.

Sami ve Leyla'nın ilişkileri gelişti.

Their relationship is falling apart.

- İlişkileri çatırdıyor.
- İlişkileri sallanıyor.

Where does this relationship come from?

Bu ilişki nereden geliyor?

What is your relationship to money?

Para ile aranız nasıldır?

And they are geniuses at relationship.

ve ilişkilerde dahiler.

Tom isn't looking for a relationship.

Tom bir ilişki aramıyor.

Our relationship is like an adventure.

Bizim ilişkimiz bir macera gibidir.

What was your relationship with Tom?

Tom'la ilişkin neydi?

Tom isn't interested in a relationship.

Tom bir ilişkiyle ilgilenmiyor.

We've always had a good relationship.

Biz hep iyi bir ilişki yaşadık.

One relationship is enough for me.

Bir ilişki benim için yeterli.

I'm not looking for a relationship.

Ben bir ilişki aramıyorum.

I'm not ready for a relationship.

Bir ilişkiye hazır değilim.

Their relationship really started gaining momentum.

Onların ilişkisi ivme kazanmaya başladı.

They kept their relationship a secret.

Onlar ilişkilerini gizli tuttular.

I'm not interested in a relationship.

- Bir ilişki arayışında değilim.
- Bir ilişki ile ilgilenmiyorum.

What is your relationship with religion?

Din ile ilişkiniz nedir?

I think our relationship is over.

Sanırım ilişkimiz bitti.

Honesty is important in a relationship.

Bir ilişkide dürüstlük önemlidir.

This is how our relationship started.

İlişkimiz böyle başladı.

Tom is in a committed relationship.

Tom kararlı bir ilişki içinde.

Fadil and Dania started a relationship.

Fadil ve Dania bir ilişki başlattı.

Sami and Layla's relationship was interesting.

Sami ve Leyla'nın ililşkisi ilginçti.

Sami and Layla's relationship became romantic.

Sami ve Leyla'nın ilişkisi romantikleşti.

Sami and Layla continued their relationship.

Sami ve Leyla ilişkilerine devam ettiler.

Sami ended his relationship with Layla.

- Sami, Leyla ile olan ilişkisini sonlandırdı.
- Sami, Leyla ile olan ilişkisine son verdi.

Sami detailed his relationship with Layla.

Sami, Leyla ile ilişkisini ayrıntılı olarak anlattı.

- I thought we had a great relationship.
- I thought that we had a great relationship.

Harika bir ilişkimiz olduğunu düşündüm.

- Tom said he's not looking for a relationship.
- Tom said that he's not looking for a relationship.
- Tom said that he isn't looking for a relationship.
- Tom said he isn't looking for a relationship.

Tom bir ilişki aramadığını söyledi.

And it can lead to relationship breakdown.

ve ilişkilerin bozulmasına yol açabilir.

The work of teaching is relationship building

Öğretme işi ilişki inşasıdır

The relationship between photography and outdoor spaces.

ilişkisini keşfetmek istedik.

And perhaps most importantly for our relationship,

Ve belki de ilişkimiz bakımından en önemlisi

Mary found out about Tom's secret relationship.

Mary Tom'un gizli ilişkisi hakkında öğrendi.

You can't end our relationship this way.

İlişkimizi bu şekilde bitiremezsin.

I'm not interested in a serious relationship.

Ciddi bir ilişki ile ilgilenmiyorum.

My relationship with Tom isn't your concern.

Tom'la olan ilişkim seni ilgilendirmez.

I don't know anything about their relationship.

Onların ilişkisi hakkında bir şey bilmiyorum.

I just got out of a relationship.

Ben bir ilişkiden yeni çıktım.

Mark and Leonor broke off their relationship.

Mark ve Leonor ilişkilerini kestiler.

Dan had a rocky relationship with Linda.

Dan'ın Linda ile duygusuz bir ilişkisi vardı.

Dan talked about his relationship with Linda.

Dan, Linda ile olan ilişkisi hakkında konuştu.

We talked about Tom and Mary's relationship.

Biz Tom ve Mary'nin ilişkisi hakkında konuştuk.

Can you describe your relationship with her?

Onunla olan ilişkini tanımlayabilir misin?

Tom's and Mary's relationship continued to deteriorate.

Tom'un ve Mary'nin ilişkisi kötüleşmeye devam etti.

Tom denied having a relationship with Mary.

Tom, Mary'yle bir ilişkisi olduğunu yalanladı.

We need to talk about our relationship.

İlişkimiz hakkında konuşmamız gerek.

Laughter is essential in a good relationship.

Kahkaha iyi bir ilişkide esastır.

Tom has a close relationship with Mary.

Tom'un Mary ile yakın bir dostluğu var.

Fadil and Dania developed a romantic relationship.

Fadil ve Dania romantik bir ilişki geliştirdiler.

Layla and Sami began a sexual relationship.

Leyla ve Sami cinsel ilişkiye başladılar.

Sami and Layla developed a romantic relationship.

Sami ve Leyla romantik bir ilişki geliştirdiler.

Sami and Layla had a happy relationship.

Sami ve Leyla'nın mutlu bir ilişkisi vardı.

Sami had a dishonest relationship with Layla.

Sami, Leyla ile dürüst olmayan bir ilişkiye sahipti.

Sami and Layla had a stable relationship.

Sami ve Leyla'nın istikrarlı bir ilişkisi vardı.

Sami and Layla had a secret relationship.

Sami ve Leyla arasında gizli bir ilişki vardı.

Sami was in a relationship with Layla.

Sami, Leyla ile bir ilişki içindeydi.

I have a close relationship with Tom.

Tom'la yakın bir ilişkim var.

My parent's don't approve of our relationship.

Annem ve babam ilişkimizi onaylamaz.

Sami was in a relationship with someone.

Sami biriyle ilişki içindeydi.

Tom and Mary have a strange relationship.

Tom ve Mary'nin tuhaf bir ilişkisi var.

Tell me about your relationship with Tom.

- Bana Tom'la olan ilişkini anlat.
- Bana Tom'la ilişkinden bahset.

- I thought Tom and Mary had a relationship.
- I thought that Tom and Mary had a relationship.

Tom ve Mary'nin bir ilişkisi olduğunu düşündüm.

- I don't think I'm ready for a relationship.
- I don't think that I'm ready for a relationship.

İlişkiye hazır olmadığımı düşünüyorum.

An as manageable, normal, loving relationship with her,

babası, ben ve kızım

And the relationship to the criminal justice system

ve ceza adalet sistemindeki ilişki,

Sex is about our relationship to the senses.

cinsellik, hislerimizle olan ilişkimizle alakalıdır.

Given my equally shaky relationship with the zeitgeist ...

Zeitgeist felsefesiyle olan çalkantılı ilişkimi düşününce...

My relationship with people, with humans was changing.

İnsanlarla olan ilişkim değişti.

The relationship was a disaster from day one.

İlişki daha ilk günden bir felaketti.

Tom has never been in a serious relationship.

Tom hiç ciddi bir ilişki içinde olmadı.

How would you describe your relationship with Tom?

Tom'la ilişkinizi nasıl tanımlardın?